Nilüfer teyzesi bu akşam Ateş abisinin isteği üzerine fırın sütlaç yapmıştı. Ancak abisi ortalarda görünmüyordu. "Anne abim nerede kaç saattir sütlaç hayali kuruyordu." Mihra sütlacından koca bir kaşık almıştı. Çok lezzetliydi.

"Buradayım fındığım sütlaç almak için mutfağa gitmiştim." Genç kız hemen oturduğu koltuğun arkasından yükselen ses ile başını çevirmişti. Abisi elindeki sütlaç tabağı ile kendisine göz kırpmış ardından hemen karşıdaki tekli berjere geçmişti. "Üçüncü sütlacını almak için gitmişti." Mihra Vuslat abisinin duyururcasına konuşmasıyla gözlerini büyütürken şaşkınca konuşmuştu. "Üç mü?" Ateş abisi sorusuna karşılık yalnızca gözlerini kaçırmış elindeki sütlaçtan koca bir kaşık almıştı.

"Abi çok fazla değil mi?" Genç kız abilerinin normal bir insana oranla çok daha büyük porsiyonlar tükettiklerini pek tabi biliyordu. Abileri ciddi manada cüsselerine göre yemek yiyorlardı. Fakat üç tane sütlaç gerçekten çok fazlaydı. Bir kere çok şekerliydi.

"Çayı şekersiz içiyorum ya fındığım bir şey olmaz korkma." Mihra abisinin açıklamasıyla sehpanın üzerinde duran küçük çay bardağına bakmıştı. Anlaşılan cerrahta olsan konu yeme içme olunca tüm mantık bir kenara bırakılıyordu.

"Karışmayın bakayım abinize ye annecim şifa olsun bir şey olmaz küçük zaten o kaseler." Leyla Hanım her zamanki gibi evlatlarına toz kondurmuyordu. "Küçük mü anacım ben bile ikinci kaseden sonra kesildim ne küçüğü." Vuslat sanki kendisininki bir marifetmiş gibi ayak ayak üst üste atmıştı.

"Leyla'm biz bu oğlanlarda bir şeyi fazla kaçırmışız ama neyi bilemeyrum." Leyla Hanım kocasının çocukların yanında yaptığı ima ile kaşlarını çatarken Mirzat Bey büyük bir rahatlıkla çayını yudumluyordu. Mihra ise uslu uslu oturmuş kendi sütlacını tırtıklıyordu. "Mirzat!" Anne ve babalarının bu hallerine alışık olan beyler ise hiç takılmadan ilgilendikleri şeylere geri dönmüşlerdi.

"Annecim beğendin mi sütlacı ceviz atayım mı üzerine ister misin?" Mihra çoktan yemeye başladığı sütlacından bir kaşık daha alırken başını olumsuzca sallamıştı. "İstemiyorum annecim çok güzel olmuş ellerinize sağlık." Mirzat Bey cevabıyla başını çevirmiş bağdaş kurduğu bacakları ile aralarında ufacık kalan kızını şöyle bir süzmüştü. "Babacım sen bu aralar yine mi zayıfladın sanki, doğru düzgün yemek yemiyorsun tabi." Mihra duyduğu şey ile heyecanla sütlacını annesinin kucağına bırakıp resmen fırlarcasına koltuktan atlamış bir manken edasıyla salonun ortasında durmuştu.

"Gerçekten mi baba zayıflamış mıyım?" Heyecanla etrafında dönüyor kendisini incelemeye çalışıyordu. "Anne sen ne diyorsun gerçekten incelmiş mi belim birazcık." Herkes odanın ortasında ceylan gibi bir sağa bir sola seken kızlarına bakıyorlardı. "Bilemedim ki yavrum bana aynı geldi kilon hem belinin neyi varmış kızım zaten inceciksin." Mihra kilolu olmadığını biliyordu ancak birkaç kilo fazlası vardı. Beli daha ince karnı daha düz olabilirdi. Açıkçası bu duruma eskiden bu kadar takılmasa da Ali Asaf'tan sonra istemsizce daha çok dikkat eder olmuştu. O çok yakışıklıydı. Ve çevresinde çok güzel kadınlar vardı. Bu bir kıyaslama değildi yalnızca onunlayken daha özgüvenli olmak istiyordu.

"Of ya ben de heyecanlanmıştım." Mihra annesinin söyledikleriyle somurtarak eski yerine geçmiş utanmazca sütlacını yeniden kucağına almıştı. Hem incelmediğine üzülüyor hem de sütlacından kopamıyordu.

"Ula sen yok mu olacaksun daha ne olsun istersun." Mihra çattığı kaşları ve kendince en kötü bakışları ile abisine bakarken bu defa onu destekleyen diğer aile üyeleri ile üste çıkamayacağını bildiğinden sessiz kalmıştı.

"Bebeğim abin doğru söylüyor sen kendini hasta mı etmek istiyorsun bünyenin ne kadar zayıf olduğunu biliyorum sakın bana diyet falan yaptığını söyleme Mihra." Genç kız babasının aniden ciddileşen ses tonu ile boğazını temizlerken bu defa başını olumsuzca sallayıvermişti. Babası dünya tatlısı bir adam olsa da aynı zamanda oldukça disiplinli ve otoriter bir adamdı. "Yapmıyorum babacım hem baksana yapsam bu saatte tatlı mı yerim." Babasının bu kadar kızmasının sebebi geçen kış Yağmur ile girdikleri çorba diyetiydi. İki genç kızın niyeti yaz tatiline kadar üç dört kilo vermekti. Vermişlerdi de fakat Mihra'nın vücudu bir süre sonra yalnızca sıvı tüketiminden bıkmış olacak ki isyan bayraklarını çekmiş ve hastanelik olmuştu. O günden sonra yaklaşık iki hafta tansiyonu yerlerde gezmişti. Neyse ki zamanla toparlamış verdiği üç kiloyu da ailesi sağ olsun misliyle almıştı.

MİHRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin