05

389 32 21
                                    

İkilinin okula gitmediği günün akşamıydı, Minho yine Jisung'a masaj yapmış, şimdi salonda oturmuş televizyon seyrediyorlardı. L koltuğun bir köşesinde Minho oturmuş ayaklarını uzun kısma uzatmıştı, Jisung ise koltuğa uzanmış, bacaklarını Minho'nun kucağına uzatmış halde izliyordu televizyonu. Minho oğlanın bacaklarına, tenine ellerini yerleştirmiş, avucunun içinde sıka sıka masaj yapıyordu, Jisung ise bundan fazlasıyla memnundu. Oğlan Jisung'un tenini rahatlıkla hissedebildiği için sakin hissediyordu sebepsizce, bir tür sakinleştirici gibiydi Jisung, onun için. Parmaklarını sıcak teninde gezindiriyorken oğlanın, konuştu.

"Gerçekten bu çizgi filmi izlememiz gerekiyor mu?"

Jisung mırıldanarak konuştu.

"Hiç bir şey yok işte, ne izleyelim başka."

"Film falan?"

Jisung doğrularak baktı oğlana, bacaklarını kendine çekerek yattığı yönü değiştirdi ve başını Minho'nun kucağına yerleştirerek uzandı bu defa. Minho ise önceden oğlanın teninde gezinen parmaklarını bu defa saçlarına yerleştirmişti.

"Bilemedim, çizgi film daha cazip geliyor." Diye cevapladı onu Jisung.

Minho gözlerini ona çevirdi, Chan'ın dedikleri geçmişti kafasından. Gözleri çocuğun yüzünün her bir yanında gezindi. Yumuşacık, büyük yanakları, bedenine göre fazla tatlıydı. Küçük fakat dolgun dudaklarının tadına sevişirken bakmıştı fakat sonrasında sadece gözlerini dikebilmekle yetinmek zorunda kalmıştı. Işıl ışıl gözleri, güzel saçları, mükemmel bedeni. Her şeyiyle inanılmazdı. İç çekti, buna karşılık mırıldandı Jisung.

"Tamam ya... İzleriz film bakma öyle korktum."

"Hm?"

Minho kendine geldiğinde oğlanın yanağını okşadı yavaşça.

"Dalmışım sadece, izle sen çizgi filmini."

"Aslında."

Yavaşça doğruldu Jisung, cümlesini tamamlamadan önce. Dün arabadan aldığı cantasina ilerledi ve yere oturup orta sehpaya kollarını yasladı.

"Bana biraz ders konusunda yardımcı olsan daha iyi olur."

Minho tebessüm ederek doğruldu, koltuktan kalktı ve oğlanın yanına adımlayarak oturdu yanı başına.

"Oluruz, bakayım nerede takıldın."

Jisung ona anlamadığı sayfaları açmış, Minho kalem isteyip yavaş yavaş anlatmaya başlamıştı. Jisung tüm dikkatini çocuğun anlattıklarına vermeye çalışıyordu fakat kalemi tutan eli fazla dikkatini çekiyordu. Gözlerini oğlanın parmaklarında gezindirip dururken istemsizce mırıldanmıştı.

"Parmakların fazla iyi"

Minho ona bu dediğiyle dönmüş, yarım ağız bir sırıtmayla konuşmuştu.

"İçinde daha iyi duruyorlar."

Jisung aldığı cevapla hızlıca oğlanın omzuna vurmuştu, Minho ona gülerken karşı binadan onların fotoğraflarını çeken Chan'dan bi' haberlerdi.

*****

Yine okulda dönen kavgayı izlemek için merdivenlerdeydi Jisung fakat maalesef bu defa kavga edenlerden biri Minho değildi. Okula dönmüştü sonunda, daha iyiydi kalçası, bacakları. Kavgayı izliyorken öylece, kalçasını kavrayıp avucunun içinde sıkan, yoğuran elle korkarak dönerken arkasını, sırtı Minho'nun göğsüne çarpmıştı. Kaşlarını çattı ve konuştu.

"Okulun ortasındayız Minho!"

"Ha evde olsak sıkıntı yok yani?"

"Öyle bir şey demedim ben."

Yavaşça elini oğlanın beline doladı Minho, ince beli koluyla kavrayıp kendine iyice yaslamıştı Jisung'un bedenini. Başını cocugun saçlarına eğip kokusunu içine çekmişti.

"Ben öyle anladım."

"Aklın fikrin o da çünkü o yüzden."

"Neymiş benim aklım fikrim?" Sırıttı Minho

"O işte."

Bir diğer elini cebinden çıkararak çocuğun göğsüne yerleştirmiş, kalçalarına yaptığı gibi sıkar gibi yapmıştı, en sonunda o elini de çocuğun beline dolayıp başını boynuna eğdi ve öpücükler bıraktı. Mırıldandı hâlâ oradayken.

"Rahatsız olmuyor musun sana karşı böyle olmamdan, ne bileyim hareketlerimden falan."

"Hoşuma gidiyor Lee, boş yapma."

Minho sırıtmayla başını bu defa çocuğun boynuna eğerek öpücükler dizdi, kokusunu içine çekip dogrulmuştu tekrar.

"Dersin yok mu senin?"

"Şu an yok."

"Sigara içmeye çıkıyorum ben, geliyor musun?"

Omuz silkti Jisung, Minho oğlanın elini kavrayıp kendi ceketinin cebine attı ve adımlamaya başladı onunla birlikte. Okul dışına çıktığı gibi Chan'ın olduğu bölüme doğru ilerlemişti, onu da belki görürüm diye düşünerek. Jisung hiç sorgulamadan peşinde yürüyordu oğlanın. Kendi sevgilisiyle sigara içen Chan'ı gördüğünde Minho, sırıtmayla adımladı onlara doğru, Jisung'un beline dolanıp adımlarını yavaşlattı. Jisung öpüşen çifti gördüğünde sırıtmayla konuşmuştu.

"Sevgili miydi onlar?"

"Hemde ne sevgili."

Güldü hafifçe Minho, onun sesini duyan Chan sevgilisinin dudaklarından çekilip bakındı, konuştu.

"Al işte, basıldık yine Bin."

"Boşver yavrum, bana bak sen."

Hâlâ Chan'ın dudaklarının peşinde olan Changbin'e güldü Chan, Minho onların karşısındaki duvara yasladı sırtını, zaten yakinlardı. Jisung ise onun yanına geçmiş, oğlanın koluna yaslanarak sessizliğini korumuştu. Minho konuştu.

"Alıştık artık sizi basmaya, sıkıntı yok"

Chan küçük bir sırıtmayla bakıyordu Minho ve Jisung'a.

"Siz hayırdır"

"N'olmuş ki bize?" Diye sordu Jisung.

"Hiiiç." Sırıtarak gözlerini dikti Minho'ya, Chan.

"Sanki bilmiyor gibi de soruyor."

"Doğru alışığız biz sizi böyle görmeye."

"Kaç defa gördün de alıştın lan."

"Çok defa."

Chan telefonunu çıkararak galeriyi açmış, çektiği fotoğrafları göstermişti ikisine.

"Perdeyi çekin bir dahakine, ya başka bir anınız olsaydı. İzliyor millet sizi."

"Irz düşmanı, ne çekiyorsun oğlum bizi?"

"Keyfî."

Jisung kıkırdadığında Minho ona bakarak tebessüm etmiş, sigara paketini cebinden çıkarıp kapağını açtıktan sonra dudaklarıyla bir dal alıp geri atmıştı cebine. Changbin konuştu Chan'ın beline dolanırken.

"Biz kaçıyoruz."

"Görüşürüz yine sonra." Diye cevapladı Minho onları. Jisung oğlanın cebinden çakmağı çıkararak Minho'nun sigarasının ucunu yaktığında Minho ona dönerek bakmıştı gözlerine. Sigarasının ilk dumanlarini ağzının içine doldurup sigarayı parmakları arasına alarak eğilmiş, kapanmıştı Jisung'un dudaklarına. Jisung şaşkın şaşkın ellerini refleksle çocuğun yanaklarına yerleştirmişti. Tüm duman kendi ağzına dolduğunda geriye çekilip dışarıdaki havaya karışmasına izin verdi.

"Öptün."

"Sigara içmeye geldik, birlikte içmemiz gerekiyordu bence."

*****
Çıtır çerezlik bölüm olsun bu da, bir sonraki bölüm yaparız bir şeyler 🔥🔥

You belong to me, Minsung ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin