4.BÖLÜM- ACI

549 420 158
                                    

~ACI~

~Bir yuva; Bin yara~


Gereksiz yere; suyun altında çırpınmanın ne anlama geldiğini bilir misin? Ya da suyun içinde yardım çığlıklarının sadece kendi benliğinin duymasının ne demek olduğunu? Oysa ki okyanus içinde boğulduğumuzda bizi kurtaran kimse yoktu.

Tıpkı acılarımızı görüp de bizi acıların içinden çekecek kimsenin olmadığı gibi. Bazense gözümüzü kapatıp görmek, duymak istemeyeceğimiz pişmanlıklarımızdan kaçmak isteyeceğiz, acılarımızı geride bırakmak isteyeceğiz ama gözümüzü açtığımızda tüm acıların, tüm pişmanlıklar önümüze engel olarak çıkıcak bu yüzden gözlerini sonsuzluğa kapatmak isteyecek insan.

Aynı ölen o kız gibi; onun kaderide acılarıyla ölmekti. O kızın acılarıda her ölen insan gibi gök yüzünde yerini aldı. Kendiside her insanın hayal ettiği gibi acıdan uzak diyarlara gitmişti. Hayatını karartıkları insanlar ona karanlık o ise ışık hüzmesi haline dönüşmüştü.

Kaşlarım çatık bir biçimde ölen kızı düşünüyordum neden böyle bir şey yapmıştı ki öldüren kişi? Kız bunu hakedicek ne yapmış olabilirdi ki? gözlerimi her şeyi unutmak için bir umutla yumdum fakat hiçbir şey göründüğü gibi olmazdı acıma duygusu hala içimdeydi ve bu iğrenç bir şeydi.

İlacım etkisini yitirmek üzereydi. Bedenim karanlığa gömülmesin diye tırnaklarımla avuç içimi yara bırakacak derecede çimdikliyordum kanasada umrumda değildi. Kaslarım kasılıp duruyordu ayakta durmak için kendimi zor tutuyordum.

Kızı düşündükçe annem'i hatırlıyordum burada bulunan insanların hiçbiri olayı umursamıyor gibiydi normal birşeymiş gibi karşılayıp anons salonundan çıkmaya başlamıştılar kendimi toparlamıştım fakat hala geçmişi düşünüp duruyorduk Bige bunu fark ettiğinde omzumdan tutup bana destek oldu.
"Yorulduk hadi kantine geçip oturalım."

Onaylarak kafamı sallayıp anons salonundan kantine doğru ilerledik insanlar gerçekten umursamıyordu bunu nasıl aralarında normalleştire bilirlerdi ki? Kantine girip boş masalardan birine oturmuştuk. Bige ayağa kalkıp "Bir şey istermisiniz? Ben acıktım canım tatlı çekiyor?" Sesimi çıkartmadığım esnada Bige omzuma vurup "Şekerin düştü yükselteyim mi?" Dediğinde. Göz kırpıp kaşlarını yukarı aşığıya kaldırıp bana kur yapan erkekler gibi baktı hafifçe kıkırdayıp tamam anlamında başımı salladım. Hemen arkasını dönüp büfe'ye doğru ilerledi. O gelene kadar Kayra ile konuşmaya karar verdim.

"Bu olaylar hep varmıydı?" Derince nefes aldığın da omuz silkip "Ne yazik ki" diye bilmişti. Aynı benim gibi oda rahatsızdı bu durumdan "Neden kimse engel olmuyor?" Sorduğum soruyla acıyla gülümseyip "Kimse kimin yaptığını bilmiyor çünkü burada tonlarca kişi güçlerini zayıf insanlara karşı kullanıyorlar. Hepsi bunları yapacak kapasiteye sahip hangi birine engel olabiliriz ki" dediğiyle kaşlarımı çatıp "Bu haksızlık ama" dediğimde yutkunup devam ettim.

"Belki ailesi vardı, ya da arkadaşları, belkide sevdiği biri, hepsi toz bulutu haline dönüştü"
Kayra ellerini masanın üzerine koyup "Farkındayız bu zulme dur demek isterdik" bende ellerimi masaya koyup "Eğitmenler peki onlar engel olamaz mı?" Kayra sandalyesine tekrar yaslanıp "Canları cehenneme. Kimseyi umursadıkları yok bile"

"Peki; size zarar veren oldumu hiç?"

"Oldu herkes gibi bizede oldu ama hep korunduk"

KAOS 10Där berättelser lever. Upptäck nu