-Yolculuk-

49 13 77
                                    

Her zaman olduğu gibi alarmının kulak delici sesi ile yatağında hareketlendi beyaz saçlı çocuk.

Hayıflanarak telefonunun kapatma tuşuna basıp, alarmının on dakika ertelemesine sebep oldu ve tatlı uykusuna devam etti.

Tabii uykusunun devam etmesi çok da uzun sürmedi.

Yanındaki alarm tekrar çalmaya başlayınca daha fazla ısrar etmek istemedi ve gözlerini zorla açtı.

Doğrulup telefonundan saate baktı.

06.11.

Geçen gün giydiği kıyafetleri üstüne geçirmeden pijamalarını çıkardı.

Giyinme faslını bitirdikten sonra dünden hazırladığı iki büyük kamp çantasını ve telefonunu alıp odasının kapısına yöneldi.

Alt kattaki mutfağa gittiğinde gördüğü tek kişi abisi İllumi'ydi.

Bu aralar pek görüşemiyorlardı. İllumi, çok yoğun olduğundan eve uğramaz olmuştu.

Onu özlediğini belli etmek için, okyanus rengi gözleriyle abisine tebessüm etti.

İllumi, kardeşini karşılıksız bırakmayıp içtenlikle gülümsedi.

"Günaydın Killua. Ne o, erkencisin bugün. "

"Kamp için erken kalktım. Yoksa benim bu kadar erken uyanmamın imkansız olduğunu senin kadar iyi biliyorum."

Kardeşinin çocuksu tavırları karşısında ufak bir tebessüm daha etti İllumi.

Killua, masanın diğer tarafındaki dolu tabağı görünce sandalyeye oturmuş, yemeğe başlamıştı.

Sanki İllumi, Killua'nın uyanacağını biliyormuş gibi yaptığı yemekten bir tabak daha hazırlamıştı.

Elindeki tosttan birkaç ısırık aldı.

Masaya bıraktığı telefonunun titremesi ile arayan kişinin ismine baktı.

Çam Ağacı 🌲 kişisinden gelen çağrı.

Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.

Telefonunu eline alıp, yağ bulaşmamış tek parmağı olan serçe parmağıyla sağa doğru kaydırdı büyük yeşil yuvarlağı.

"Günaydın Killua! " diye bir ses yükseldi telefondan. Hoparlörün açık olmamasına rağmen abisi bile duymuştu Gon'un sesini.

Ağzındaki tostu yutmadan cevapladı Killua.

"Sonoda günoydın Gon! "

Boğazına kaçan tost ile öksürmeye başladı.

"Killua yavaş yesene! " diye şakayla karışık bağırdı abisi.

Killua, abisini dinleyip yanındaki sudan büyük birkaç yudum aldı ve ağzındakileri yuttu.

İkili, bir süre sonra konuşmanın sonlarına yaklaştılar.

"Seni durakta bekliyor olacağım. Çabuk gel. " dedi Gon son sözlerini söylerken. Senindeki mutluluk çok rahat bir şekilde anlaşılıyordu.

"A.. Ah saçmalama Gon. Bu kadar zahmete gerek yok. "

Hem Gon'un sözleri hem de abisinin gülmesi karşısında kızardı beyazlı çocuk.

"İtiraz yok. Her neyse evden çıkıyorum. Durakta görüşürüz! "

Killua, Gon'un yüzünü görmesede o aptal gülümsemesini yerleştirdiğini hissediyordu.

Yeniden/gonkilluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin