5. BÖLÜM

795 48 16
                                    

"Üşüyeceksin.."

Neslihan oğlu için oturmuştu babasının sofrasına. Tahammül edemiyordu aynı ortamda kalmaya, geçmiyordu siniri, kaybettiği onca zamanın acısı, oğlunu babasız büyütmesinin ağrısı geçmiyordu. Babasının yüzüne her baktığında kalbini elleriyle çekip almış göğsünden gibi hissediyordu. Yaman ise o sıralarda keyifle Güven'den bahsediyordu.

YAMAN: Ama gerçekten çok delikanlı adammış. Korkmadı daldı kavganın ortasına. Paket etti adamı, kendisine bir şey olur mu olmaz mı demedi, umrunda olmadı.
NESLİHAN: (gözleri dolar acıyla babasına bakıyordur) korkmaz evet, kaçmaz da. Hele sen bir de onu sevdikleri için savaşırken gör oğlum bir ordunun bile içine dalar gözünü kırpmadan.
YAMAN: Annem siz baya tanışıyorsunuz o zaman.
NESLİHAN: Evet. Biz tanışıyoruz. Yani en azından onun sevdiklerini isteğiyle bırakmayacağını, onlar için komaya bile girse dönüp yeniden onları arayacağını biliyorum. Hastaneden çıkar çıkmaz bir de biliyor musun?
YAMAN: (anlamamıştı annesini nasıl bu kadar iyi tanıyabilirdi ki) Siz yakındınız o zaman iyi arkadaştınız değil mi?
NESLİHAN: Yakın arkadaş değildik. (Eşref endişeyle gözlerini kızının gözlerine çevirir. Neslihan ise yüzünü oğluna çevirip yüzüne bir tebessüm yerleştirir) sen yemeğini bitir hadi. (Dediğinde kapı çalar) birini mi bekliyorduk?
NAZLI: (yardımcıları masaya yaklaşır) Efendim Güven bey geldi.
NESLİHAN: (beklemiyordu kadın) Güven mi? (Güven o sırada kapıdan içeriye girmiş masada ki aileye doğru gelmişti. Kadın adama bakıyordur şaşkınlıkla) Güven, bir şey mi oldu?
GÜVEN: Bu aslan parçası arabamda kitaplarını unutmuş. (Yaman tebessüm edip Güven'in elinden alır kitaplarını) dava dosyalarını da böyle mahkeme salonunda unutmazsın değil mi çocuk?

Gülmüştü Yaman Güven'in sözlerine. Neslihan'ın ise kalbi yanıyordu cayır cayır. Oğlunu hiçbir zaman Güven'in yanında, babasının yanında görmeyi beklemiyordu. Nasılda benziyordu ona. Gözlerinde ki yangınla babasına döner kadın o an. Büyük bir hayal kırıklığıyla bakar babasının yüzüne.  Eşref Ali başını önüne eğer o an.

YAMAN: Doktor annemi öyle görünce telaşla çıktım o an arabanda aklımı düşürmediğime şaşırmamalı. (İkili tebessüm etmişti birbirine. Güven omzuna vurmuştu çocuğun. Çok iyi anlaşmışlardı belli ki)
EŞREF ALİ: Yaman hadi torunum sen odana çık, kitaplarını da götürürsün.
YAMAN: Görüşürüz doktor. (Güven'de tebessüm eder çocuğa. Yaman merdivenleri çıkıp gözden kaybolduğunda)
EŞREF ALİ: Senin ne işin var benim evimde?
GÜVEN: Ben senin evini hiç sevmemiştim Eşref bey. Evinde gözüm yok yani merak etme.
EŞREF ALİ: Bak evlat (keser Güven adamın lafını. Kadın ise yalnızca onları izliyordur)
GÜVEN: Ne evladı ya. (Sesi yükselmişti ister istemez) ne evladı? (Neslihan'ın bilmediğini düşündüğü için nefesini toplar adam kadına kıyamıyordur çünkü) konuşturma beni Eşref bey. Edeceğim tek bir kelimenin dahi altından kalkamazsın sonra. (Neslihan'a döner adam ) iyi geceler Neslihan.
NESLİHAN: (adam tam gidecekken seslenir kadın) Güven? (Güven kadına döner yüzünü)  teşekkür ederim. Yani Yaman'ın kitapları için.
GÜVEN: Kahve içelim mi Neslihan? (Kadın şaşırmıştı Güven'in bu teklifine. Hastanede de böyle bir imada bulunmuştu aslında. Eşref Ali tam konuşacakken keser lafını babasının)
NESLİHAN: İçelim. (Güven'in yanına doğru yürür. İçelim ama kahve içmeyelim. (Güven'in şaşkın bir tebessüm yayılır yüzüne)
EŞREF ALİ: Kızım nereye gidiyorsun bu saatte? (Neslihan babasını dinlemeden çıkar kapıdan. Ne montunu almıştır yanına ne telefonunu. Güven'de kadının arkasından çıkar kapıdan. Eşref Ali seslenir adama. Neslihan çoktan arabaya binmiştir) Çıkardın mı sonunda kızımı bu kapıdan?
GÜVEN: Keşke iyi bir baba olsaydın da kızın sana her sabah tebessüm ederek çıksaydı bu kapıdan. Keşke ikimizi de derin kuyulara atmasaydın Eşref Ali bey.
EŞREF ALİ: (gözleri dolar) Güven. (Güven de konuşmadan biner arabaya)

KARANFİLWo Geschichten leben. Entdecke jetzt