4. Bölüm

139 16 91
                                    

4.    Bölüm

-

Birçok hayal kurmuştum, çoğunun gerçekleşmeyeceğini bildiğim halde kurmuştum o hayalleri. Hayatına birini aldığını öğrendikten sonra vazgeçmeye çalışmış, çoğu zaman da hayal kurmamaya çalışmıştım. Ne kadar çalışırsam çalışayım hayallerimin hep baş köşesinde olmuştu. Ve şu an onca hayalimin içerisinde yer almayan bir anın içerisindeydim.

Aşağıda beni bekliyordu ve gelmem için mesaj atmıştı. Numaramı Yılmaz'dan almış olmalıydı, bu detaya takılacak değildim. Takıldığım tek detay hayalini dahi kurmadığım şeyleri yaşıyor oluşumdu.

Telefona bakakaldığımı Oya halam ve Berra fark etmiş olacak ki ikisi de aynı anda bana seslendi. Telefondan zorla bakışlarımı çektiğimde ikisine sırayla baktım.

Ondan mesaj almıştım, hem de beni aşağıda beklediğine dair. Bu anı beynimin her yerine kazımak istiyordum, belki çok aptalcaydı ama bu mesaja saatlerce bakabilirdim.

"Kız ne oldu? Korkutma bizi. Kaldın öyle."

"Alaz aşağıda bekliyormuş." Birden bir cümle dudaklarımdan döküldüğünde anında halamın ve Berra'nın yüzüne sinsi bir gülümseme yayıldı. Kendi ellerimle kendimi önlerine atmıştım ve onların elinden kaçmam lazımdı. Ayrıca Alaz aşağıda bekliyordu, bir baksam iyi olacaktı.

"Ben bir balkondan bakayım."

"E bak madem bir sen balkondan." Halam imalı imalı sırıtarak bana baktığında onu görmezden gelerek hızla balkona çıktım.

Gerçekten aşağıda bekliyordu, beklerken de bahçeyi inceliyordu.

Sonra birden kafasını benim balkonuma doğru kaldırdığında göz göze geldik. Bugün ne kadar çok göz göze gelmiştik öyle. Dünü de sayarsak göz göze geldiğimiz an sayısı çok fazlalaşmıştı ve bu beni ürkütmeye başlamıştı. Alışkın değildim, daha doğrusu onun içinde olmadığı her şeye alışkındım ben. Şimdiyse o kadar çok her yerdeydi ki ben alışmaktan korkuyordum. Eğer ona alışırsam canım daha çok yanardı. O yokken ona âşık olmak çok kolaydı, o varken onun aşkıyla baş edebilir miydim bilmiyordum.

"Uyuyor muydun?" Bana seslendiğinde bakışlarım birden üzerime kaydı. Üst pijamam ve altımdaki şortum ona çok güzel bir görsel şölen sunmuş olmalıydı. Aklım o kadar gitmişti ki üzerimi değiştirmek aklımın ucundan geçmemişti. Neyse ki pijamalarım güzeldi. "Yok, öyle oturuyorduk halam ve Berra'yla."

Ne o sesinin düzeyini çok arttırmıştı ne de ben. Dedemlerin duymasını bence ikimiz de istemezdik. Ev zaten istemeden dolayı hala insan kaynıyordu. Bir de onların dikkatini çekmek hiç iyi olmazdı.

"Gelsene."

Derin bir nefes aldım. Beni gerçekten aşağıya çağırıyordu ve bakışlarından anladığım kadarıyla hayır deme gibi bir lüksüm yoktu.

Gece mahmurluğu mu yoksa günün sarhoşluğundan mıdır nedir bakışları o kadar güzel gelmişti ki gözüme ne dese yapacak gibi hissediyordum.

Bir an önce kendime gelmeliydim.

"Üzerimi değiştirip geliyorum." Başını onayladığını belli ederek aşağı yukarı salladı. İçeriye hızla girdiğimde direkt dolabımın önüne geçtim. Hava güzeldi, zaten Temmuz'un ortasında kötü olmasındı bir zahmet.

Siyah sıfır kollu bir crop üzerime geçirdiğimde altıma da siyah bol bir eşofman geçirdim. Spor ayakkabılarımı da giydim. Toplu saçlarıma ellemediğimde hızla yüzümü kontrol ettim.

GURUR(SUZ)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu