1. Bölüm

426 27 70
                                    

Merhaba, yeni kitabıma hoş geldiniz. Uzun zamandır heyecanında olduğum kitabımı sizinle paylaşıyor olmak benim için çok büyük bir mutluluk.

Beğeneceğinizi umuyorum. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum 💚

Herkes başladığı tarihi buraya atabilir mi?

O zaman... Hoş geldiniz...

İyi okumalar...

1. Bölüm

-

Hayatımın hangi evresi olursa olsun en sevdiğim anlarından birindeydim. Belki de en sevdiğim tek anımdaydım. Deli kızımın başında oradan oraya savrulduktan sonra kendimi Civra'ya vurduğum anlar...

Hey gidi Karadeniz... Sen mi delisin ben mi? Bu soruyu kendime çok kez sormuştum, belki de her Karadenizlinin kendine sorduğu gibi. Bugünse bu soruyu kendime haddinden fazla sormuştum ve cevabı ne ben verebildim ne de ha bu önümde duran Karadeniz verebildi.

Savrulan saçlarımı yüzümden yavaşça çektim. Deli kızın ve benim bugün deliliğimiz üzerimizdeydi. Ne o'nun huzuru vardı ne benim. Bağlı olduğu yerden sesi arada kulaklarıma geliyordu. İkimiz de oradan oraya savruluyorduk ve yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyorduk.

Dün doğum günümdü, 3 yıldır olduğu gibi yine önemsiz geçen bir doğum günü olması gerekiyordu. Dedem ve babaannemin tatlı heveslerini kursaklarında bıraktığım, kendimi Civra'ya vurduğum ve günün bitmesini beklediğim bir gün olması gerekiyordu. Belki birkaç türkü de söylerdim, tabii bu değişiklik gösterirdi. Artık ruh halim neye izin verirse.

Evet, bunların hiçbiri olmamıştı. Dedem ve babaannemde tatlı bir heves olduğu doğruydu. Ben her zamanki gibi doğum günüme vurmuştum bu yüzden de odamda normalden daha fazla oyalanmıştım. Ta ki halam odama hızlı bir giriş yapana kadar.

Kapı tıklatılmaması bir kenara bu denli hızla odama girmesinin nedenini o an çok merak etmiştim açıkçası. Ürpermiştim de çünkü halam böyle bir giriş bu zamana kadar hiç yapmamıştı. Elif sana bir şey diyeceğim dedi önce. Bir şey diyeceği belliydi de demeden önce küt diye gidecek gibi duruyordu. Söyle hala dedim. O da fütursuzca söyledi.

O söyledi, ben sakince dinledim. O konuştu, ben sessizce yutkundum. O kadar heyecanlıydı ki benim nefes alıp almadığımı bile bilmiyordu muhtemelen. Çünkü öyle bir ana gelmiştim ki ben bile nefes alıp almadığımın farkında değildim. Gözüm kararmıştı bir an, ayakta dikildiğim için sendelemiştim. Halam o anki heyecanla sendelediğimi dahi fark etmemişti.

Söylediğine göre başıma talih kuşu konmuştu. Ne talih kuşu ama...

Çabuk hazırlan aşağı gel dedi halam ve odadan çıktı. Sağ ol hala ben de iyiyim dedim içimden. Sendeledim ama önemli değil, önemli olan tabii ki bana gelen görücü.

Evet, görücü gelmişti. Hem de taa İstanbul'lardan. Dedemin en yakın arkadaşının oğlunun oğlu için bana görücü gelmişlerdi. Halam anlatırken hangi oğlu diye geçirdim önce aklımdan. Benim sormama fırsat vermeden büyük oğlu olduğu bilgisi bana ulaşmıştı çoktan halam tarafından.

Aynanın karşısına dikildim önce. Üzerime giydiğim beyaz tişörtü düzelttim, kendime bir çekidüzen verdim. Altımdaki kot pantolonumu da elimle silkeledikten sonra üzerime hemen dolaptan bir kot ceket geçirdim. Saçlarımı da tepeden toplayarak aynada son bir kez kendime baktım.

GURUR(SUZ)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon