Bölüm 8: Hayat

22.9K 723 36
                                    

Azad karısını giyindirmiş, işlerini de halletmişti. Odadan çıkmak isteyip istemediğini sormuştu.

"Akşama kadar bunalırım...mutfağa gideyim." Azad onu onaylarak mutfağa götürdü.

"Zeyno abla, bir iki saatlik işim vardır. Şilan sana emanet."

"Tamam ağam, ben ilgilenirim.." karısına son kez bakıp çıktı mutfaktan Azad.

"Ben ne yapayım Zeyno abla?"

"Fasulyeleri verem kır olur?"

"Olur." Dedi Şilan gülümseyerek. Küçük kabın içindeki fasulyeleri kucağına bıraktı Zeyno,yanına da ayrı bir kap verip tezgahta ki işinin başına geri döndü.

"Yengem, nasılsın?" Zelal in sorusuyla oraya döndü Şilan.

"Eyim yenge.." diye kısa bir cevap verdi.

"Kızlar yok mu bir kahveniz?" Diye neşeyle mutfağa giren Baran'a baktı Şilan.

"Yenge, nasılsın?"

"Eyim ağabey.."

"Ey ey, sen ey ol ki Azad ağabeyim de ey olsun."

Gülümseyerek söylediği cümle Şilan'ı da gülümsetti. Baran masaya oturup sigarasını yakarken Behiye girdi mutfağa.

"Yakalacan sonunda, görecen şu zıkkımı!"

"Sen demezsen babam görmez yenge." Diye mırıldandı Baran.Amcasına baba diyordu. Sebebi ise amcasını çok sevmesiydi, küçükken hem babasına hemde amcasına baba derdi Baran. Büyüdüğünde de değişmemişti bu. Alışkanlık etmişti kendine, Zelal her ne kadar amca demeye zorlasa da dememişti.

"Dilde papuç kadar!"

"Behiye, ne istersin oğlumdan?!" Diye burnundan soludu Zelal.

"Ne isteyecem oğlundan!"

"Eyy! Eyiki bir oturayım dedim başladınız gene! Yeter yav!" Sigarayı söndürüp kalktı Baran. Zeyno da kahvesini getiriyordu. "Kalsın Zeyno abla, iştah mı bıraktılar.."

Çıkıp gitti mutfaktan, tarlada çalışmak bu kadınlarla uğraşmaktan daha iyidi ona göre. Zaten Azad arıyordu onu çıkıp telefonu açtı.

"Baran, tarlaya gitmek için ne beklersin?"

"Yav ağabey çok sıcaktır..."

"Hee...e dur güneş batsın da ele git!"

"Çok eyi olur ağabey.."

"Lan delletme beni, git kontrol et. Ben öteki köye giderim şimdi, işin bitince de aşağı köye in sen. Devran da mal yüklemeye gitti zati."

"Boşuna dememişler evin küçüğü olma da iti ol diye."

"Zırvalama çok kapat hayde."

"Eyi tamam." Diyerek kapattı telefonu Baran. Arabasına atlayıp tarlaya sürdü hemen.

"Şu zenginliğin içinde hâlâ tarlayla, çamurla uğraşıyoz arkadaş!" Diye mırıldandı kendi kendine.Tarla yolunda ilerleyip gaza yüklenirken önüne çıkan kızla birlikte aniden fren yaptı. Ne yapıyordu bu kız? Yola bakmadan atlanılır mıydı öyle? Sinirle indi arabadan.

"Önüne baksana kızım! Ezilecen!"

Kız öylece olduğu yerde durup ona baktı.

"Köy yeridir burası, kimse böyle öküz gibi araba sürmez!" Baran gözlerini kısarak karşısındaki mavi gözlü kıza baktı.

"Sen...bana mı dedin öküz diye?" Etrafına bakıp ona döndü kız tekrar.

"Senden başka öküz var mıdır burada!"

ŞİLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin