Bölüm 13

3.9K 187 119
                                    

Önünde durdukları evin sahiplerine içlerinde yeşeren bu duyguları gizlemek bir hayli zor olacaktı. Harun tecrübeli sayılırdı. Normal yaşatısında da duygularını ve bilhassa mimiklerini zar zor gösteren, neredeyse göstermeyen, bir adama olduğundan, henüz taze olan bu olayı gizlemek ona zor gelmeyecekti. Ne kadar gizlemek onun tarafından çok bir tercih olmasa da.

Fakat Zümrüt öyle değildi. Ne hissederse apaçık yaşardı o duyguyu ve gizlemek lügatında pek yoktu. Bu konu hakkında Harun'dan henüz bir konuşma gelmemişti ama biliyordu Zümrüt; her şey rayına oturana kadar gizlemek zorundalardı. Biraz garip ve zor gelse dahi olması gereken oydu. Birden karşılarına çıkıp biz bir yola girdik diye açıklama yapmadan konuşmak saçma olurdu.

"Eğer daha fazla böyle durursak stresten bayılacağım."

Göğsünde kavuşturduğu kollarıyla, arabanın içinden dışarıyı izleyen Harun hafif bir tebessümle başını sağa çevirdi. Zümrüt heyecandan ve daha çok stres yaptığından oynadığı ellerinin üstlerini kıpkırmızı yapmıştı ve sol dizini titretiyordu. Harun bunun olmasını hemen engellemek istedi, o her şekilde Zümrüt'ün iyiliğini istiyor ve ona iyi gelmekten başka hiçbir şey düşünmüyordu.

"Sakin ol.." Hafifçe onun titrettiği dizine dokundu. Zümrüt ise onun tek bir dokunuşuyla dizini titretme işine son vermişti ama elleriyle oynamayı bir türlü durduramıyordu. Bunun ilacı da, "Ver bakalım bana ellerini." diyerek onun minik, kızarmış ellerini kavrayan Harun'un sıcacık elleri oldu.

"Ben çok başka hissediyorum, sanki rüya ve ben birazdan uyanacağım.. Dünya'da böylesi bir mutluluğun ya da böylesi duyguların olduğunu bilmezdim. Bilmeyerek büyüdüm. Sürekli aldandım ve kandırıldım. Bunun yanında da korkuyorum biraz.. Çünkü duygular biraz tanıdık olsa bile ötesi her zaman hayal kırıklığıydı."

Yutkundu Harun. Hafifçe ona doğru başını eğerek, Zümrüt'ün utanarak arabanın içerisinde gezdirdiği bakışlarını yakaladı. "Bu duyguların çok saf ve temiz.. Seni iyi hissettiriyorsa güzeldir. Diğerleri olumsuzluk." diyerek minik bir öpücük bıraktı elinin kızarmış yerine.

Bakışları o öpme anına anbean şahit olan Zümrüt, hızla başını iki yana salladı. "Bana olumsuz hissettiren hiçbir şey yok ama korkuyorum işte.. Ya sen benden sıkılır ve bırakırs-"

"Emin misin? Hm?" dedi Harun gülümseyerek yavaşça Zümrüt'ün yanağını okşadı. Lafını kesmişti ama en güzel cevabı gözleriyle verdiğini düşünüyordu.

"Hep öyle olmuştu ama.." dedi Zümrüt büzdüğü dudaklarıyla. "İlk birkaç gün çok güzel, sonrasında hep bırakırlardı beni." Utanarak Harun'dan kaçırdı bakışlarını. "Kızma bana, seni bundan muaf tutarak konuşuyorum ama zaten bazı erkeklerin hep ne istedikleri belli değil mi?"

Nefeslendi Harun, sakin olmalıydı. Zümrüt'ün, babası yüzünden maruz kaldığı bir hastalık, bir sendrom vardı ve içinde olduğu durumdan kaynaklı verdiği her tepki doğaldı. Şu an onun ağzından çıkan bırakırlardı kelimesinin içinde yatan tonla adamı kıskanmaya hakkı yoktu. Hep bir adım geride, hep bir adım güven düşüncesiyle hareket etmeliydi. Kırmadan, dökmeden ve bilhassa asla zarar vermeden.. Zümrüt için güzel bir gönül inşaa etmeliydi.

"Sana hiçbir şeyin garantisini veremem Zümrüt ama dediğim gibi seni üzmemeye, bırakmamaya, kalbini kırmamaya çalışırım. Benim için ne kadar önemli olduğunu görmüyor musun? Üzerine titriyorum.."

Zümrüt hafif hafif okşanan yanağı ile gülümsemeyi bırakmadı. Bu sefer de inandı ve diğerlerinden farklı olarak kırılmayacağına sığındığı bir güven ile ona bağlanmak istedi. Harun ona kötülük yapmazdı. Öyle umuyordu.

KADER TILSIMI / DADDY İSSUES +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin