Bölüm 8

3.4K 161 87
                                    

Islık öttürerek arabasını garaja bırakan Alparslan, aynı keyifle oradan ayrıldı ve cebinden anahtarını çıkarıp eve girdi. Salon dahil tüm ışıklar kapalıydı ve içeriyi led ışıklar aydınlatıyordu. Ceketini çıkarttı ve girişe astı.

"Hayatım?" dedi hafifçe seslenip. "Ben geldim."

İçeriden hiçbir ses duyamayınca çatıldı kaşları. Yavaş adımlarla önce salona uzattı başını. Kimse yoktu. "Allah Allah.." Mutfağa döndü. Yine kimse yoktu. Sadece mutfak masasının üzerinde birkaç tane peçete vardı. Evdeki hanımlardan biri mi ağlamıştı acaba?

Bakışları merdivenlere yönelirken oraya doğru adımladı. Zümrüt'ün odasının kapısı kapalıydı. Yatıyor olduğunu düşündü ve ses etmedi. Rotayı Gülşah ile odasına çevirdi. Kapı kolunu yavaşta indirdi ve görüş açısına giren karısı ile rahat bir nefes aldı. Gülşah, beyaz çarşaflar arasında mışıl mışıl uyuyordu. Yavaşça yanına gidip saçları arasına bir öpücük bıraktı. Sonrasında üstündeki gömleğin düğmelerini yavaş yavaş çözdü, o sırada da karısının güzel yüz hatlarını inceledi. Gömlekten kurtulur kurtulmaz da dolabına yürüdü. Rahat bir şeyler alıp üzerini değiştirdi. Banyoda da elini yüzünü yıkayıp yatağa döndü. Karısının yanına uzandı. "Güzelim.." dedi korkutmamak için nazikçe. Onu yavaşça kendine çevirdi ve göğsüne aldı. Yastık baskısıyla kızaran yanağına küçük birkaç öpücük bırakmayı da ihmal etmedi. "Ben geldim aşkım.."

"Alparslan.." dedi Gülşah hafifçe aralanan gözleri ardından. Gülümsedi. "Ne zaman geldin canım?"

"Az önce." dedi Alparslan karısının saçlarını düzeltirken. "Uyuyorsunuz hepiniz.."

"Zümrüt geldi mi ki?" dedi Gülşah hafifçe doğrulup. "Onu beklerken uyuya kalmışım. Ben saatlerce uyudum yine.. Şu sıralar sürekli uyuyorum.. Of.."

"Odasındadır diye ellemedim." dedi Alparslan. "Bak istersen bi' sen."

"Bakayım, aç mıdır acaba? Gelince ses de etmedi ki.." diyerek yattığı yerde doğruldu Gülşah. Ardından kocasına döndü. Gülümsedi ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu. "Gelirim hemen, uyuma. Sen aç mısın?"

Alparslan dudaklarına konan ani öpücükle sersem şekilde gülümsedi. Başını salladı sırıtarak. "Sana ise evet, açım."

Gülşah gülerek yataktan kalktı ve üstündeki geceliği düzeltti. "Hemen geliyorum öyleyse, bekle.."

Odadan çıkıp, Zümrüt'ün odasına doğru yürüdü. Kapıyı hafifçe tıklatıp açtı fakat yatak olduğu gibi duruyordu. Zümrüt eve gelmemişti. "Nerede bu kız?" dedi Gülşah telaş içine girerken. Hızla odaya geri döndü. "Alparslan.. Zümrüt yok."

"Ne demek yok?" dedi Alparslan doğrulup.

"Yok işte, yok.. Gelmemiş. Yatağı hiç bozulmamış bile."

"Dur.. Dur.. Hemen telaş yapmayalım."

"Nasıl telaş yapmayayım Alparslan? O kızın bizden başka gidecek yeri mi var? Allah'ım hepsi benim yüzümden.. Neden uyuya kaldım ki?"

Alparslan derin bir nefes alıp verdi ve karşısında endişe eden karısını kolları arasına aldı. "Dur bir, sakin ol.. Harun'u ararız. Seansından sonra Zümrüt'ü o alacaktı. Öyle konuşmuştuk.."

"Harun.." dedi Gülşah burnunu çekti. "Hadi ara hemen, ara.. Soralım."

Alparslan temkinli şekilde tamam dedi ve telefonunu aldığı gibi kardeşini aradı. Telefon uzun uzun çalmıştı fakat açan yoktu. Bunun üzerine Gülşah'ın endişesi daha bir artmıştı. Elleri titriyordu. "Açmıyor işte.. Kesin başına bir şey geldi. Alparslan.. Kesin başına bir şey geldi. Bulmamız lazım hemen, hemen.."

KADER TILSIMI / DADDY İSSUES +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin