IV. Pus

535 46 29
                                    

Selam, nasılsınız?

Yorum neredeyse hiç yazmıyorsunuz. Lütfen biraz daha ilgili davranır mısınız? Sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum, siz yazmadan hayalet okuyucu olduğunuz takdirde sevip sevmediğiniz yerlere dikkat etmeden devam ediyorum yazmaya.

Oysa görüşleriniz benim için önemli. Böyle giderse erken final vermek zorunda kalırım ya da ara vermek. İlgi görmeyince içimdeki şevk kırılıyor, umarım beni anlıyorsunuzdur.

Yıldıza basmayı unutmayın!

Sizleri seviyorum.

Keyifli okumalar dilerim.

🖤

Yazar Anlatımıyla Yazılmaktadır.

Peş peşe silahlardan çıkan kurşun sesleri Şahdemir'lerin evlerinin camlarını aşağıya indirmeye saniyeler içerisinde başlamıştı. Henüz planı devreye sokmayan Pus timi duydukları seslerle elleri beline gitmişti. Hepsinin yüzünde siyah maske yerli yerindeydi. Silahları kavradıktan sonra başlarına siyah askeri şapkalarını geçirdiler.

"Baskın var!"

Dışarıdan duyulan acı dolu haykırışla Devrim hırladı. Normal sesi bile yüksek çıkan adamın öfkeyi giymiş sesi askerlerini ürküttü. Henüz komutanlarını tanımadıkları için endişeli ama soğukkanlılıkla ondan gelecek emri beklediler.

Kapıdan giren Kaya ile göz göze gelen Devrim birkaç büyük adımla onun karşısına dikildi. Aslında gözleriyle bile neler olduğunu birbirlerine anlatmışlardı.

"Kim olduğunu bilmiyorum, sikilecek adam var dışarıda Devrim. Asla ama asla içinizden kimsenin maskesi düşmesin!"diyerek diğer askerlere baktı dişlerini sıka sıka. "Ya sizi öğrendiler ya da eceline susadılar erken davranarak!"

"Aileni koru Kaya. " dedi Devrim, arkasına dönerek üsteğmen Yıldırımla göz göze geldi. Gözleriyle ne anlatması gerekiyorsa Yıldırım onu anladı. Devrim odayı terk ederken silah sesleri asla susmuyordu. Dışarıda ek olarak yüksek sesle bağırma sesleri geliyordu. Hazırlıksız yakalandıkları için yaralılar vardı, çoğu da ölüydü artık.

Yıldırım çıkan komutanın ardından brkaç yıldır birlikte olduğu silah arkadaşlarına döndü.

"Asker, serbestsin!"

Yıldırım odadan çıkarken verilen emir ile hepsi dikleşti ve birbirine baktı. Arfından sapkınca güldüler. Ama bu soğuk ve kana susamış bir gülümsemeydi.

Herkes ne  görevini yapacağını bilir gibi odadan çıktı ve dağıldı.

Pus.

Onların adı Pus timiydi.

Yüzbaşı Devrim Karakum'dan önce adları başka olsa bile kişiler aynı, sistem aynıydı. Değişen bir şey yoktu.

Serbesttiler.

En sevdikleri.

Uzun zamandır kaşıyan ellerini kaşıyacaklardı.

Arabarlarca yağan adamlara zorla karşılık veren korumaların hali içler acısıydı. Hepsi tek şarjörle karşılık vermeye çalışıyorlardı. Kurşunu biten ölüyordu.

İnsanlar Bazen KötüdürWhere stories live. Discover now