I. Gizli Saklı

866 46 12
                                    

Merhaba ballarım. Farklı bir şeyler planlıyordum ama kendimi kalbimden geçeni yaparken buldum. Lütfen kızmayın bana.

Aile, ağabey, bebek karışması gibi klasik bir kurgu yazıyorum. Bu kitapta aşkta var bilginize 🫠.

Sizi çook seviyorum. Desteklerinize ihtiyacım var.

Oy verip yorumda bulunmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar diliyorum.

Sevgili 18 yaşım, geriye dönüp baktığında gülümseyecek kadar güçlü yapacağım seni. Kimsenin elinden tutmasına ihtiyacın yok, senin kimseye ihtiyacın yok...Başardın diyeceğim, başardın...

Sesli bir nefes verip hayal alemimden çıktım. Dudaklarımın kenarında asılı duran gülümsemeyi sildim hemen. Etrafa kısa bir bakış atıp el arabasını kaldırdım. Güneş tüm yakıcılığıyla başıma acımasızca geçiyordu. Yaza girdiğimiz ilk haftanın sonunda ten rengim gözle görülür şekilde değişmişti. Nefret ediyordum bu durumdan. Tamamiyle beyaz değildim, esmere yakındım ve güneş beni gafil avlandığında hazin sona ulaşıyordum.

Kumral saçlarım yanaklarıma terlediğim için yapışırken asık suratla el arabasındaki çiçekleri arka bahçeye getirdim. Buranın çalışanı bahçivan olan mavi tulumlu Resul Amcaya bakındım.

"Gel kızım bırak şuraya onları, bunları bağlamamda yardım et."

Hemen dediği şeyi yapıp tersi istikamete döndüm. Elindeki iple bükülmüş gülleri bağlamaya çalışıyordu. Hemen el attığımda benim gibi terlediğini gördüm.

"Ara ver istersen Resul Amca, güneş çok geçti başına."

Bana bakıp güldü şefkatle. "Bugün bitirmem gerek yavrum.  Ama senin işin bitti."diyerek saatine baktı. Sonra bana döndü yeniden gülerek."Hadi git sen. "

İşimizi bitirip doğrulduk. "Sorun olursa ararsın beni , bir koşu gelirim ustam."diyerek güldüm, ve onunda gülmesine sebep oldum.

"Hadi ya!"

Bahçenin diğer ucunda benimle yaşıt olan Yağmur'un sesine döndüm. Resul Amca ona kısa bir bakış atıp el arabasındaki çiçeklerle giderken saçlarımı geriye attım.

Yağmur, Holmes ile oynamaya çalışıyordu  her zamanki gibi. Ama Holmes onu sevmiyordu.  Sahibi gibi soğuk bir köpekti. Kaya ağabey, onu yavruyken getirmişti hatırladığım kadarıyla, beraber büyümüşlerdi. Kendisine bezetmişti köpeği böyle. Soğuk. Sürekli öfkeli.

Ben onları izlerken Yağmur beni fark etti oflarken. Yüzü alaylı bir gülümsemeye dönüştüğünde iç geçirdim. Asla anlaşamıyorduk. Asla.

Biz ailemle bu evin müştemilatında yaşıyorduk. O ise bu evin prensesiydi. Ve beni ezmekten asla geri kalmıyordu.

"YAĞMUR!"

Tuna Ağabeyin bahçeye açılan salon kapısından kızgın bir şekilde çıktığını götünce arkamı döndüm. Ağaca astığım su şişesini ve çantamı alıp sırtımı onlara dönmüş oldum lakin sesleri bana net bir şekikde geliyordu.

"Ne var!"diye ters ters cevap verdi Yağmur.

"Kızım doğru konuş benimle!"diye tısladı Tuna ağabey."Şu köpeği rahat bırak demedik mi sana ? Kaya ağabeyim gelince anlayacak kalbin mi kırılsın istiyorsun sen?!"

Suyun kağaığını açıp içerken Yağmur'un oflayıp puflayarak yürüdüğünü duydum.

"Sanane ya sanane! Beni düşünme çekil önümden!"

İnsanlar Bazen KötüdürWhere stories live. Discover now