O PİTİ PİTİ

14 4 0
                                    


       Okuduğum satırlar beni biraz daha şoka sokarken ellerim titremeye başladı. Kimden gelmişti ki? Bunları düşünürken Işılay odaya girmişti. O girer girmez kağıt parçasını buruşturup avcumun arasına aldım. Yatağın üzerindeki kutuları da yere fırlattım.

  "Noldu İlkim bi sorun mu var? Ben girince telaşlandın?"

  "Hayır sorun yok ne oldu?"

  " Hep beraber dışarıya gideceğiz gelecek misin?"

  "Nereye?"

  "Babam bizi akşam yemeğine götüreceğini söyledi."

  "Tamam gelirim."

  "Senin kıyafetlerinden ödünç alabilirmi-"

  "Hayır Işılay aklından bile geçirme" diyip Işılayı tersledikten sonra odadan çıktı. Avucumdaki kağıdı açtım ve defalarca okudum. Beni korkutmamıştı ancak ciddi  birşey olabilirdi. Not kağıdını alıp dolabımda bir yere sakladım. Uzerime birşeyler giydim ve spor çantamı hazırlayıp evden çıktım. Spor salonuna gittiğimde ilk olarak yürüyüş bandıyla başladım. Kulaklığımı takıp koşmaya başladığımda yanımdaki yürüyüş bandına biri geldi. Kafamı çevirip baktığımda Atlas'ı gördüm. Cidden onlarca spor salonu varken,onlarca spor aleti varken benim olduğum yerde mi olmak zorundaydı? Belli ki henüz beni fark etmemişti. Tam yürüyüşüne başlayacakken aleti durdurup hafifce omzuna dokundum. Kafasını bana çevirince yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirdim.

  "İlkim? Görmeyeli uzun zaman oldu. Aslında çok da olmadı en son beni görüp kendini arabanın önüne attın-"

  "Sana da merhaba Atlas, bence boşver ve o konuyu bi daha açma." dediğimde kahkahalara boğuldu.

  "Neyse sen yapmaya devam et ben biraz karın çalışacağım"diyip yanımdan gitti.

  "E daha koşmadın ki" dedim kendi kendime sessizce arkasından bakarak.

     Birkaç saat spor yapıp salondan Atlas'ı görmeden ayrıldım. Eve gelip duş aldım ve üzerimi akşam yemeğine uygun birşeyler giydim. Kombinimle uyumlu siyah bir çanta taktım. Hep birlikte evden çıktık ve güzel bir yere yemek yemeğe gittik. Hepimiz masaya yerleşip sparişlerimizi verdik. Garson yemekleri masaya bıraktı ve yemeğe başladık.

  "Ee İlkim okulun nasıl babacım memnun musun?"

  "Evet baba çok memnunum."

  "Kızın ilk günden birini dövmese daha memnun olacaktık-" dedi Alp. Gözlerimle klasik bir bakış attığımda bakışımdan korkup cümleyi düzeltti.

  "Şey dedim ya ilk günden bu yaşta dövme yaptıranlar varmış bi tanesi kolunun tamamını kaplamış dimi ablacım."

  "Evet ablacım aynen anlattığım gibi bi tanesi alnına bile yapmış."diyip babama dönüp gülümsedim.Annem de bizi bozuntuya vermeden gülüyordu

  "Okulda çok serseri tip var o zaman ya hazır yolun başındayken aldırsak mı?"

  "Yok yok Halit, kız memnun. Her gün gelip anlatıyo bana bi sorun yok. Zaten bi sorun olursa Semih var kaç yıllık arkadaşına da mı güvenmiyosun,adam müdür. Kızımıza birşey olmasına izin vermez emin ol sen. diye araya girdi annem.

  "Evet evet doğru, doğru söyledin Hülya."

    Yemekleri bitirdikten sonra eve doğru yola çıktık. Tam eve girerken kapının önünde bir kargo duruyordu. Muhtemelen sabahkine benzer birşeydi.

  "Ne spariş ettik ki?" dedi annem kargoyu yerden alırken.
  
  Annemin almasını engelleyip;

"Ben ettim! Şey, internette bir kolye gördüm ve çok hoşuma gitti." diyip kutuyu aldım. Eve girip odama girdim. Kapıyı kapattım ve kutuyu açmaya başladım yine gereğinden büyük bir kutu vardı ancak bu seferki sadece bir not değildi. Bir fotoğraf da vardı. Fotoğraf spor salonundan çekilmişti. Yürüyüş bandındaki bir kareydi. Bendim, fotoğraftaki bendim. Uzaktan, gizlice çekilmişti. Yanında bir kağıt da vardı. Aynen şunar yazıyordu;

      O PİTİ PİTİ, SIRADAKİ HEDEFİM HANGİSİ?
                                                        
                                                        ~AYNA

KIRIK AYNAWhere stories live. Discover now