Bölüm 4: Savaşımdan Kaçarken

60 6 2
                                    


Bölüm 4: Savaşımdan Kaçarken

Harry ateşokunun üzerinde hızlanarak yükseldi. Quiddich sahasının üzerinde dönerek birkaç manevra yaptı, serbest bıraktığı altın snitchin nerede olabileceğini görmek için etrafına bakındı.

Voldemort'un kendini açığa çıkardığı gece apar topar Hogwarts'a gönderilmişti. O yıl Gryffindor Quiddich takım kaptanı seçilmişti, okulda kimse yokken yapabileceği başka bir şey de olmadığından tek başına çalışmalarına başlamıştı. Başına gelen onca şeyden sonra hiçbir şey düşünmeden öylece uçmak özgür hissettiriyordu. Ki bu pek fazla tatmadığı bir duyguydu.

Bundan sonra Voldemort büyücülük dünyasına alenen hakim olmaya başlayacaktı ve bu Harry'nin hayatının daha da zorlaşacağı anlamına geliyordu. Voldemort onu birkaç kere ele geçirmeye çalışmıştı, iki yıl önce üçbüyücü turnuvasından sonra ona yaptığı kan büyüsüyle aralarındaki dokunulmazlığı kırmıştı. Geçen sene esrar dairesinden ona kehaneti aldırmaya çalışmıştı, bu seneki hamlesi henüz bilinmiyordu ancak Dumbledore eski öğrencisinin sabrının artık tükenmeye başladığını biliyordu. O yüzden bu sene ona özel dersler vermeye başlayacaktı.

Harry, bir önceki sene Umbridge yüzünden kurduğu Dumbledore'un Ordusu'yla olan çalışmalarına bu yıl da devam edecekti. Hermione tüm yaz boyunca teorik savunma büyüleri üzerine çalışmıştı ve onları zorlayacak gibiydi. Artan tehlike diğer Hogwarts öğrencilerini de savaşa hazırlamayı gerektiriyordu. Ancak Dumbledore'un ona öğretebileceği şeylerle ilgili de epey heyecanlıydı.

Gittikçe daha yükseğe uçarken Hogwarts'ın en yüksek kulelerinden birinde olan müdür odasına doğru merakla bir göz attı. Pencerenin arkasından yaşlı adamın gözlerinin parıltısını görür gibi oldu.

Gözlerini kırpıştırıp tekrar bakacaktı ancak o sırada yara izine saplanan ani sancıyla hızını kesti. Süpürgesi üzerindeki tutuşunu sıkılaştırdı.

Sekiz yaşından beri seyrek aralıklarla yara izi acıyor ve Voldemort ile ilgili bazı imgelemler görüyordu. Dumbledore, Voldemort'un kendisine karşı zihinbend uyguladığını, yalnızca o kendine hakim olamayacak kadar güçlü duygular hissettiğinde bariyerlerin indiğini söylemişti. Bu da nedense itinayla en olmadık zamanlarda gerçekleşiyordu.

Yerden metrelerce yüksekte süpürgesinin üzerinde acıyla duraksadı. Yara izini tutarak gözlerini kapattı.

Bir anda kendini elinde bir mektup tutarken buldu. Dehşet içinde fark etti ki kargacık burgacık yazı kanla yazılmıştı.

'...Sırrın açığa çıkacak, Karanlık Lord. Bana sadece zaman kazandırmış oldun. Öyle ya da böyle ihanete uğrayacaksın. Ve ben, benim olanı geri alacağım.'

Uzun, beyaz parmaklarıyla kağıdı buruşturup önünde yanan şömineye fırlattı. Yanındaki sehpada duran bir bardak ateş viskisini tek yudumda içti.
"Luciuss... Sence de bu iş çok uzamadı mı?"

Çok tehlikeli bir tondu. Karşısında ayakta duran Malfoy titremesine engel olamadı.
"Lord'um, Bakanlığa saldırı için her şey bir hafta içinde hazır olacak. Ancak ondan sonra izlerini sürebileceğiz."

"Crucio." Lanetin etkisiyle Lucius Malfoy dizlerinin üzerine düştü. Birkaç dakika boyunca tepkisizce adamın çığlıklar içinde yerde kıvranışını izledi.
"Dört gün. Bakanlığın benim olması için dört günün var. Risk almayacağım. Bakanlıktan sonra yarım bıraktığım işi bitireceğim."

Miras: Geçmişin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin