Bölüm 21. Huzur.

12 2 41
                                    

Meriç kuşumun anlatımından

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Meriç kuşumun anlatımından.


Elimde kampa gittiğimiz gün Yunus abimin arkadan çekip bana gönderdiği fotoğrafla oturmuş kahvaltının hazırlanmasını bekliyordum. 

Kızlar kahvaltı hazırlıyordu. Erkekler olarak biz de etrafı toplamıştık. Kızlara yardım etme konusunda ısrar etmiştim ama izin vermemiştiler. 

Sanki gerçekliğini kaybediyor da, asla kaybolmasına izin vermek istemiyormuşum gibi sıkı sıkı tuttum bir merceğin içine hapsolmuş fotoğrafımıza. Sahi ne zamandır bu durumdaydım.

5 dakika?

10 dakika? 

15? 

20? 

30? 

Bilmiyordum... Tek bildiğim dün geceki salaklığımdı.  O kadar prova yapmıştım. Merve diyecektim. Özür dilerim diyecektim. belki geleceğimize bir adım atacaktım ama ne oldu? Mal gibi Berra'yı emanet ettim ona. Kim bilir neler düşünmüştü. Berra ile yaptığımız antlaşma yüzünden yaptığımız sevgililik oyunu fazla can sıkmaya başlamıştı. Buna son vermenin zamanı çoktan gelmişti. 

''Çaylarrrr'' diye bağırarak içeri girdi Gül. 

Herkes hafifçe kıkırdamıştı. 

Elindeki çay bardakları ile kapıdan içeri giren Merve daha çok çekmişti dikkatimi. Hafif şişmiş gözler, bin bir kuaför gezse asla hiçbir yerde yapamayacağı kadar güzel dağınık topuz, dizlerinde biten pijama takımı ve üstünde de ayı desenli sweatshirt ile hayatıma girmeye geliyormuş gibi geliyordu. Gözlerimi ayırmadan takip ettim her hareketini. Ezberlemek istiyormuşum gibi...

''OOOOOOO'' diye bağırdı Aktuğ. Fazla abartılı bir şekilde. Ve devam etti: ''Merve 'ciğimm nasıl oldu da gelebildiniz? Malum gece pek uyuyamadınız.'' 

Anında anlamıştım neden böyle davrandığını. Kesin görmüştü bizi balkonda ve aklınca ceza vermeye çalışıyordu. Merve'nin en zayıf yanı ailesiydi ve Aktuğ onu kendiyle vuruyordu. 

Muhteşem göz devirmesi eşliğinde sakladı güzel gözlüm yüzünü. Gözleri dolmuştu. Kalbime inen hafif ağrıdan anlamıştım.

''Kuymakkkk geldiii'' diyerek araya giren Yusuf ile odaklandığım yerden ayırdım gözlerimi. 

Ellindeki tavada kuymak getirmiş, herkesi sofraya davet ediyordu. ''Bakın bunu bir daha asla hiçbir yerde yiyemezsiniz çünkü bir lokma yedikten sonra beyaz ışığa doğru yol alıyorsunuz.'' dedi Yusuf ve kendi kendine kahkaha atmaya başladı. Büş ensesine vurarak kızmaya başladı. Onlar kendi kendilerine kavga ederken sofrada ekmek olmadığını gördüm. Tamam evi topladık falan ama her şeyi kızlardan bekleyemezdik. Yardım etmek bizi küçük düşürmez asıl ne kadar vicdanlı olduğumuzu gösterirdi. 

CELLADIM GÜLÜMSERKENWhere stories live. Discover now