Bilinmeyen Sırlar: Olasılık

18 12 0
                                    

Elimde bir kılıç düşündüğüm de kılıç geliyordu. Bir silah düşündüğümde silah geliyordu. Yanında ise bir not. Kullanım talimatı yazıyordu. Dört elementi baz alan bir dünyadaydık.

Uzun uğraşlarımız sonucu bir sürü bilgi edinmiştik ve bilgi aramaya da devam ediyorduk.

Kısaca bazı bilgilerden sizlere bahsedeyim:

Ateş, su, toprak ve hava elementini, kılıç için düşündüğümde ateşten bir kılıç ve yanında kullanım talimatı geliyordu. Talimatta;

"Ateşten bir kılıç. Güzel seçim. Kılıcı düşmanlarına her salladığın da düşmanların yanmaya başlayacak ama ıskalarsan sen yanmaya başlayacaksın."

"Sudan bir kılıç. Güzel seçim. Yanan bir insanı kurtarabilirsin. Ayrıca düşmana vurduğunda su ile savaşacaklar ve suyun yoğunluğunun 10 kat büyük. Dikkat et kendin boğulma. "

"Topraktan bir kılıç. Güzel seçim. Alt tarafında bulunan yuvarlak kısmı yere sertçe vurduğunda toprak yarılır. Dikkat et içinde kalma."

"Hava elementi ile bir kılıç. Seçim güzel. Kılıç boş bir kılıç. Salladığında rüzgarı kullanaraktan düşmanlarını 20 saniyeliğine etkisiz hale getirecektir. Kılıç hafif olmasına rağmen, kullanırsanız bedeli bedeninizi yormaktır."

Bir sürü silah düşündüğümüz de hepsinde buna benzer talimatlar geliyordu. Açlığımız veya su hissimiz yoktu. Efnan'ı bulacak ve bu diyardan gidecektik. Umarım sırları aralayabiliriz.

"-Bu hayal gücünün bir sınırı yok ama bunun bir bedelidemi yok?

+Hiç bilmiyorum Füsun. Doktor ne yapalım?

-Yapacak tek birşey var, kayıp vermeden Efnan'ı da alıp buradan çıkmak.

İyi de nasıl yapacağız? Katil mi olacağız.

+Burası gerçek değil Füsun. Hem sen kendini bana adayacağını söylemedin mi? Sözünden mi döneceksin?

-Bana değer verirsen dedim çocuk.

+Sana herkesten daha çok değer veriyorum Füsun.

-Ya çocuk insanı delirtme. Sözüm senettir. Katil de oluruz problem değil."

Bulunduğumuz evden çıktık ve hepimiz bir yerlere dağıldık. Karanlık çökmeye başladığında ileride ki tepede buluşacaktık. İnsanlara soru sormayacak ve konuşmayacaktık. Eğer konuşursak bu diyarın sahibi herşeyden haberdar olabilir ve ona göre hareket edebilirdi.

Kuşlar bizim dünyamızdan daha farklı ve daha bir güzellerdi. Ağaçlardan gelen oksijeni ilk defa akciğerlerimde hissedebiliyordum. Çocuklar için yapılmış güzel parklar, bahçeler ve vakit geçirebilecekleri bir sürü alan vardı. Gerçekten burda kalabilir miydik?

Efnan şuan ne yapıyordu ki? Kafamı bulandırmamam en doğrusu olucak. Efnan, beni duymuyorsun ama sana söz veriyorum. Sana söz veriyorum ki seni kurtaracağım. Bedeli ne olursa olsun seni kurtaracağım.

Karanlık yavaştan çöküyordu ve ben tepeye çok uzaktım. Hızlı hızlı yürümeye başladım. Mahallenin arasından gitmek zorundaydım çünkü oraya en kısa mahalleden gidilebilirdi. Son evi de arkamda bırakıcakken aradan biridi ağzımdan ve kolumdan tutup çekti. Beni kendisine doğru çevirdi. Sus işareti yaptı. Ellerini benim üzerimden çekti.

"NE YAPİYORS-

-Bağırma.

+Kimsin sen?

-Asıl sen kimsin? Seni daha önce burada görmedim.

+Ben farklı ye-

-Ha farklı diyarlardan gelenlerden birisisin sen. Tamam anladım.

+Bir dakika. Sen nerden biliyorsun?

ZAMANDA KAYBOLAN BİR GENÇ Where stories live. Discover now