-Episode 10-

89 14 85
                                    

🎀

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎀

Pazar/Akşama doğru

"Baba!" Merdivenlerden koşarak inerken kapıda gördüğüm bedenle neredeyse oraya doğru uçmuş ve küçük bir düşme eşiğinden sonra hedefime ulaşmıştım. "Ablam beni dövüyor!" Arkasına geçip beline sımsıkı sarılıyor olduğum adam işten yeni gelmiş ve yorgun olmasına rağmen küçük bir kahkaha atmıştı.

"Jiwoo, kızım yakışıyor mu sana?" Babam yalancıktan onu azarlarken şaka yapıyor olabilirdi ama gerçekten akşama kadar neler çekiyordum bu kız yüzünden. "Babacığım ben sadece onunla sohbet etmeye çalışıyordum ama sabahtan beri test kitaplarından kafasını kaldırıpta suratıma bakmıyor küçük hanım." Çoktan karşımızda dikiliyor olan genç kız göz ucuyla önünde ki dağın arkasına sığınmış olan bana bakmış, ardından umursamazca omuz silkmişti. "Sıkılıyorum."

"Ders de mi çalışmayalım?" Hızla karşı çıktığımda babam kolumdan tutup yanına geçmemi sağlamış ve kolunu omzuma atıp bedenimi yanına çekmişti. "Kaç saattir masa başındasın bakalım?" Konuşurken ablama doğru yürümüş ve onuda kolunun altına çekerek hepimizi salon ile mutfak arasında kalan masaya doğru ilerletmişti. "Bir saat olacak." Düşman cepheden laf gecikmedi. "Yalana bak! Verdiği mola ile sayarsak bir saat oluyor, yoksa bir gibi geçmişti kitapların başına baba." Cadaloz.

Sanki isteyerek oturuyordum kitap başına. Moralim bozukken ya da cidden kendimi kötü hissettiğim zamanlar herşeyi unutmak için bir şeylere odaklanma ihtiyacı duyardım. Bu yüzdende kendimi bir süre sonra ders çalışırken bulurdum. İşe yaradığı su götürmez bir gerçek iken başka seçeneğim yoktu...

"Pratiklerden doğru düzgün vakit ayıramıyordur kızım. Telafi etmeye çalışıyordur." Hepimiz masaya geçip oturduğumuzda babam yan çaprazımda, ablam ise karşımda oturuyordu. "Ne gerek var ki? Zaten halihazırda bir şirkette idollük için yeri var ve oyunculuğa da yatırım yapacak." Babam ona onaylamayan bakışlar atarken bu konuşmaları ve devamında gelen nutuğu bildiğim için sessizliğimi sürdürdüm. "Yatırımı var diye? Eğitimi meslek için değil kendisi için alıyor. İşine yaramasada olur, en azından zeki ve bilgili bir kadın olur ilerde."

"Aşk olsun baba. Şimdi değil miyim zeki, bilgili?" Yerli sitemime karşılık ikiside gülerken gerçekten aptal yerine koyulduğumu düşünmüştüm. "Çok kötüsünüz." Kollarımı bağlayıp arkama yaslanırken somurtuyordum. "Reşit olduktan sonra hepinizle iletişimi keseceğim, bakında görün." Söylediklerim onları susturmak yerine daha çok güldürmüştü ama somurtmaya devam etmiştim.

"Bu arada sana bir haberim var Aerin," diyen babam toparlanmış ve gülümsemesini bastırmaya çalışarak ellerini masanın üstünde birleştirmişti. Somurtmayı bir kenara bırakıp iyi bir müjde vereceğini düşünerek, çoktan bedenimi ona çevirmişken devam etmesini bekledim. Tam bu sırada kapının açılıp kapanma sesiyle hepimiz birden kapıya giden koridora dönmüş ve bir kaç saniye içerisinde kolunda asılı ceketi ile diğer içinde ne olduğunu bilmediğim poşetlerle içeriye Young abla girmişti.

Sol - Yoon Jeonghan Where stories live. Discover now