11. BÖLÜM

50 9 76
                                    

Sabah rutinlerimi yerine getirdikten sonra güne başladım. Dün gece Arel ile vakit geçirmek bana iyi gelmişti. Eskiden olduğu gibi hissetmiştim birden. O günleri, onu nasıl özlediğimi yeniden hatırladım. Her neyse...

Bugünkü planımızdan bahsedeyim sana. İlk olarak Berhan'ın pasta siparişini teslim edeceğiz. Gerçi kendisi gelip alacaktı. Tamam, o çıktı aradan. Pelin ile buluşacağım bugün. Akşam da Ayberk ile film izleyeceğiz. Arel de katılırdı belki. İşlerini bitirirse tabii.

Dükkana indiğimde kapının önünde duran havalı arabadan Berhan'ın geldiğini anladım. Dükkana girdiğimde bir çift kahverengi gözle karşılaştım. Beyaz dişleriyle gülümsedi. Elini havaya kaldırıp selam verdi.

"Hoş geldin." diye gülümseyerek karşıladım.

"Hoş bulduk efendim." dedi kibarca. Kıkırdadım.

"Pasta ve kurabiyeler hazır."

"Elin hızlıymış bayağı." dediğinde ellerini arkada birleştirdi.

Gülümsedim. "Yardım almış olabilirim." diye itiraf ettim.

"Tahmin edeyim. Tuğra!" dedi heyecanla.

Gülerek başımı salladım.

"Tuğra, iyi çocuktur. Benden pek haz etmese de kendisini severim aslında. Aman ha, aramızda kalsın." diye fısıldadı. Güldüm.

"Tamam söylemem."

"Biraz yürüyüş yapalım mı? Mahalleyi gezdir bana." dedi. "Dönüşte alırım pastayı. Sonra da giderim."

"Bilmem ki."

"Hadi ya!" deyip kolumdan çekiştirmeye başladı. Kıkırdadım.

Niyetinin iyi olmadığını düşünsem buna asla müsaade etmezdim ama iyi biriydi. En azından şimdilik.

Anneme seslenip dükkandan çıktık. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Benden çok kendisi konuşuyordu. Ve konuştuğu şeyler hep Arel ile ilgiliydi. Arel, ile ilgili bayağı şey biliyordu.

"Biz, Tuğra ile üniversite de tanışmıştık. Aslında dörtlü bir gruptuk. Ayberk, Buğra, Tuğra ve ben."

Gözlerim açıldı. "Bunu duyduğuma şaşırdım." diye dürüstçe itiraf ettim.

Gülümsedi. "Evet. Bayağı yakındık ama sonradan bir şeyler oldu ve ben yolumu onlardan ayırmak zorunda kaldım."

"Sebe-"

Cümlemi tamamlamama müsaade etmedi. "Belki sonra..."

Başımı salladım. Üzerine gitmek yanlış olurdu.

"Demek her gün buluştuğunuz ve delice eğlendiğiniz park burası." dediğinde yanından geçtiğimiz parka baktım.

Nerden biliyorsun der gibi baktığımda kıkırdadı. "Yakındık demiştim. Siz ayrıldıktan sonra Tuğra senden başka hiçbir kıza bakmadı. Birlikte olmadı. En basitinden, başka anlamda göz teması bile kurmadı."

Bunları yeni öğreniyordum. Ama tahmin edilemeyecek şeylerde değildi.

"Bir gece kafası güzel oldu bunun!" diye gülerek anlatmaya başladı. "Ayberk, Buğra ve beni Mevsim diye sevmeye başladı. Sarıldı falan. Ama bizi görmen lazım! Gülmekten çatlayacaktık!" diye devam etti.

"Ayıldığında gerçekleri fark edince bağırıp çağırdı. Ama ağlamadı. Sahi ben Tuğra'yı hiç ağlarken görmedim." dedi ve düşünmeye başladı.

"Neden?" diye soruverdim.

"Buğra'ya sorduğumda senden sonra bir daha hiç ağlamadığını söyledi. Ve gülmediğini de."

BENİM DENİZİMWhere stories live. Discover now