İhanetin Kara yüzü

18 3 13
                                    

Bu gün düne nazaran daha sakin geçmişti. (Az kalsın Ege'nin kafasını kıracak olmamı saymazsak.) Umarım yarın daha sakin geçerdi. Olaylar içinden çıkılmaz bir hal almıştı.

Hava kararmaya başlamıştı ve etraf yine kapkaranlık olmuştu. Bu gece uyumamayı planlıyordum. Ege de Yağmur' da uyumuştu. Bende kendi kendime bu işten nasıl sıyrılırım diye düşünüyordum.

Aslında bu okula gelirken içimde kötü bir his vardı ama ilk gün diye böyle olduğunu düşünmüştüm. Acaba yaratık nasıl fiziksel özelliklere sahipti. Bilim kurgu filmlerinde olsak yaratığa saldırırlardı ancak elimizde kendimizi koruyacak hiç bir şey yoktu. Ayrıca yaratık istese gelip hepimizi öldürebilirdi. İp üstünde yürüyorduk.

Sabaha kadar düşündüm ancak bir çıkış yolu bulamadım. Bende Yağmur ile Ege yi uyandırmaya karar verdim. Aslında Yağmura az çok güveniyordum. Yağmur kesinlikle zararsız biriydi. Ancak ne olursa olsun sırtımı kendimden başkasına yaslanmamakta kararlıydım. 
Ertesi gün ne olacağını bilememek beni korkutuyordu. Yağmur ve Ege yi uyandırdım.

   - Bu gün ne yapacağız?
   - İki sınıf ileriye gidelim elimizden en fazla bu gelir.

Küçücük okuldan çıkamıyorduk bu artık beni daraltmaya başlamıştı. Yinede Ege'ye uyduk. Yanıma çantamı aldım. İyiki yanımda bol bol su getirmiştim. Anneme çok su koyuyor diye kızmıştım oysaki. Gerçekten annem nasıldı?  Babam ne yapıyordu? Beni merak etmişler miydi? Onlar için üzülmüştüm. Sonuçta tek kızları okulda bir yaratıkla mahsur kalmıştı.

Ege önden gitmek istediğini belirttiğinden kapıdan ilk onun çıkmasına izin verdik. Normalde Ege'den sonra ben çıkacaktım ancak Yağmur nedense sorun çıkardı ve önüme geçti. Neden böyle yapmıştı anlayamamıştım. Ege ilerledi. Her yer kapkaranlıktı. Hiç bir yeri göremiyordum. Ege kapıyı yavaşça araladı. O an aklıma Ege nin bize ihanet edeceği düşüncesi düştü. Neyse ki kapıyı açtı içeri girdi ve kapıyı geri kapamadı. Ege'nin ardından Yağmur'da içeri girdi. Sonra hiç beklemediğim bir şey oldu tam bende içeri girecekken arkamda bir esinti hissettim arkamdan biri hızla geçmişti ama nedense ben şu an hiç korkmuyordum. Sakince tam içeri giriyordum ki Yağmur kapıyı yüzüme kapadı. Kapının kilit sesi duyuldu. Evet, ihanet beklemediğim yerden gelmişti. Kapı açılır umuduyla kapı kolunu çevirdim ama kapı kilitliydi. Yağmur bana ihanet etmişti. İçeriden Ege'nin yağmura bağırdığını duyduysamda bu artık bir şey ifade etmiyordu. Şimdi gerçek bir yüzleşme yaşıyordum hemde insanlığın ebedi düşmanıyla yani ölümle ...

Karanlıkta zümrüt yeşili bir çift göz görünce korkuyu iliklerime kadar hissettim. İçimde bir güç bulmaya çalıştım ama şu an korkudan kıpırdayamaz hale gelmiştim. Ölüme gözlerimi yummuştum. Yaratığın bana yaklaştığını duyuyordum. Yaklaştıkça kalbim yerinden fırlayacak şekilde atıyordu. Bu duruma düşmemeliydim. Panik atak geçirmeme çok az kalmıştı. Gözlerimi açtığımda, bu kabusun ilk günü Yağmur'la aramızdan geçen erkek silüetinin elinde bir balta ile yaratığa yaklaştığını gördüm. Yaratık bana saldırmaya niyetlenmişti ki silüet yaratığın kolu sandığım şeyi baltayla parçaladı.

Ne? Yaratığın kolunu parçalamak mı ? Bunu hangi deli yapardı ki? Bunu ancak ölüme susamış biri yapardı.

Şu an tek istediğim şey burada olmamaktı. Etrafıma bakıp gidebileceğim bir yer aradım. Yerdeki cesetleri görünce sağ tarafa gitme fikrini eledim. Sol tarafta gidebileceğim bir sınıf yoktu. Şu an en mantıklı hamle karşı sınıfa girmek ve saklanmaktı. İçimdeki son cesaret kırıntısını kullandım ve karşıdaki sınıfa koştum hemen arka sıralardan birine saklandım. Yaratık peşimden gelmemişti. Hala midem bulanıyordu. Yaratık gerçekten çok büyüktü benim 10 katımda desem az olurdu.

Bu sınıfın kapısı içeri doğru açılıyordu yani dolap koymak ancak bu sınıfta işe yarardı. Bugünlerde şansım hem çok kötü hem çok iyiydi. Dışarıdan yaratığın sesi gelmişti sanırım biri yaratığa zarar vermişti.

Aslında yaratığı gördükten sonra ona verilen hasar ölümcülde olsa bir sıyrık gibi görüneceğim emindim.

Biri hışımla sınıfa girdi kapıyı kapadı ve önüne bir sürü şey yığdı. Giren kişi iki kere karşıma çıkan erkek silüetinin ta kendisiydi. Yinede saklandığım yerden çıkmayı düşünmüyordum. Sınıf dolaplarının arkasına açılan bir yer bulmuştum dolapların arkasında duruyordum ve bulduğum küçük delikten yabancının ne yapacağını bekliyordum.

Hayatın pençesindeWhere stories live. Discover now