5. Bölüm-Geçmiş

1K 77 25
                                    


2008
Umay 13 yaşında

Depremin üzerinden 5 yıl geçmişti.

Umay yine ders çalışırken, annesi ona seslendi. "Umay! Kızım kardeşine bakar mısın?" Evet, 3 yaşında bir kardeşi vardı. Saate baktığında yaklaşık 4 saattir ders çalıştığını farketti.

Yeterli olduğunu düşünürken gitmek için ayağa kalktı. "Tamam anne!"

Geldiğinde annesi kardeşinin kafasına bere takmaya çalışıyordu, fakat kardeşi kafasına sağa sola sallayıp bunu engelliyordu.

Annesi Melike Hanım kızının geldiğini görünce ayağa kalktı. "Kızım kardeşin sözümü dinlemiyor. Sen taksana şu bereyi." Umay konuşmadan sadece başını onaylar biçimde aşağı yukarı salladı. Adı Aktuğ idi.

Bereyi eline alarak kardeşinin önünde eğildi. Kardeşine gülümsediğinde Aktuğ kıkırdadı ve ablasına sarıldı. Annesinin sözünü dinlemiyor, daha çok ablasının sözünde duruyordu.

Melike Hanım ise zaten bu durumdan şikayetçi değildi. Tamam, belki biraz öyleydi. Çünkü Umay'a verdiği tüm ilgiyi Aktuğ doğduktan sonra ona vermişti.

Umay bunun farkındaydı. Annesiyle anlaşamamaya başlamıştı. Ama kardeşinin suçu yoktu. Niye onu sevmesindi?

İlk anne demesi bile abla dedikten sonraydı. Anne demeden abla dediği için Melike Hanım Aktuğ'a verdiği ilgiyide geri çekmiş ve çocuklarıyla pek ilgilenmemeye başlamıştı. Çok saçmaydı.

Umay sakin bir sesle konuştu. "Gel bereyi takalım. Sonra parka gideriz, oyun oynarız." Konuşurken kardeşi farketmesim diye bereyi hemen takmıştı.

Sonra ayakkabılarını giydirerek elinden tuttu ve kapıya doğru ilerledi.

"Anne biz parka gidiyoruz!"

"Tamam!"

Parka yürüyerek giderken şarkı söylüyorlardı.

Küçük kurbağa, küçük kurbağa, kuyruğun nerede?

Kardeşinin poposuna küçük bir sille çaktı.

Kuyruğum yok, kuyruğum yok yüzerim derede
Ku vak vak vak, ku vak vak vak kuvak

Aktuğ da dili döndüğü kadarıyla söylemeye çalışıyordu.

Parka geldiklerinde ablasının elini bırakarak hemen salıncağa koştu.

"Abya! Sayıncak!"

Umay gülerek kardeşinin yanına gitti ve salıncağa binmesi için ona yardım etti. Daha sonra da kardeşini yavaşça sallamaya başladı. Kardeşi sıkılınca kaydıraktan kaydı, tüm oyuncakların arasında koştu kahkaha atarak.

Eve gitme vakti geldiğinde ablasının kucağına atladı. Yorulmuştu, yürüyemezdi.

"Niye yürümüyosun ablacım?"

"Ayak uff oydu." diye bir cevap aldı.

Umay bu tatlılığa dayanamayarak yanaklarından öptü.

Sonra kucağında Aktuğ ile eve yürümeye başladı. Bir mahalle bakkalının önünden geçerken minik eliyle çikolataları gösterdi ablasına.

Umay bakkala girip eline birkaç çikolata aldı ve su ile para koyduğu çantasından para almak için kardeşini 2 dakikalık kısa bir süre sonra tekrar almak üzere kucağından indirdi.

Esnaf abi para üstünü eksik verince tekrar hesaplamaya başladılar Umay ile.

O sırada Aktuğ bakkalda beklemekten sıkılmış ve kapıdan çıkmıştı.

Umay para üstünü aldıktan sonra kardeşini almak için elini uzattı fakat kardeşini göremedi. Tedirgin bir şekilde etrafına bakındı ve bulamayınca direkt dışarı koştu.

Kardeşini biraz ilerde otururken görünce yanına ilerlemeye başarı fakat biri kardeşini alarak koşmaya başladı.

Umay bağırarak peşinden koşturuyordu. En sonunda adam bir arabca binerek oradan uzaklaştı.

Arkasında ise ağlayan bir Umay abla bıraktılar.

~Bölüm Sonu~

Nasıl buldunuz???

Tt; kitapzoeyy

Asker TutulmasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin