YENİ BAŞLANGIÇLAR

56 8 7
                                    

6 ay sonra*

Saat sabahın 6sıyken ben çoktan işe koyulmuştum. Bugün yeni hayatımız için bir adım atmıştık.

Babamın vefatından sonra annemin aldığı asgari ücret, kiramıza, faturalarımıza yetmez olmuş; masraflarımızı zar zor karşılıyor duruma gelmiştik. Babamın ölümüyle sarsılan annem bu gibi ekonomik sorunlarla dahada bunalıma girmişti. Onun için en iyisinin bu karamsar, her detayıyla babamı hatırlatan, onu iyiden iyiye hasta eden evden kurtulmaktı.

Bu konuda en büyük destekçimiz teyzemdi. Maddi veya manevi her konuda annemin kapı gibi arkasında duran teyzemin, hakkını ödeyemezdim. Şimdi de bize evini açan teyzemin yanına yani İstanbul'a gitmek için hazırlık yapıyorduk. Teyzem bekâr olmasına karşın 2 çocuk annesiydi. Kendi başına çalışarak 2 ev almış, birini çocuklarına feda etmişti. Kadın başına dik duruşu, azimli ve kararlı oluşu beni her zaman çok etkilerdi.

Kendi odamdaki eşyaları kolilere yerleştirirken burnumun ucundaki sızlamayla beraber dudaklarımın titremesine engel olamadım. Her bir eşyayı koyarken daha çok titreyen ellerimi birbirine kenetleyip alnıma dayadım. Kendi içimden sakinleşmek için sayılar saymaya başladım ama faydası olmadı. Gözlerimden akan yaşların tadı dudaklarıma gelince ağladığımı anladım. Koşa koşa lavaboya gittim. Annem beni böyle görmemeliydi. Zaten onu taşınmaya ikna etmek bir haftamı almıştı böyle kötü olduğumu görürse asla taşınmazdı. Lavaboda yüzüme soğuk suyu çarpınca kendime gelmiştim. Aynadan kendime baktım ve gülümsemeye çalıştım.

Odama geri dönmeden anneme bakmaya gittim. Yengemle görüntülü konuşuyordu ve mutlu görünüyordu. Bu hali içimi rahatlattı. Gönül rahatlığıyla odama döndüm ve son koliyi de paketledim. Sonunda bitmişti. Çok eşya almamama rağmen paketlemek uğraştırıcıydı. Teyzeme yük olmak istemiyordum, gerekli eşyalarımı alsam yeterdi. Kolileri kapının önüne taşıdım. Birazdan nakliye için burda olurlardı, anlaştığımız saate beş dakika falan kalmıştı. Kendi kolilerimi taşındıktan sonra mutfağa annemin yanına gittim. Annem çoktan paketlemeyi halletmişti. Birlikte taşıdık. Sürekli annemi gözlemliyordum iyi miydi acaba? Bazen onu anlamak zordu ama içi dışı bir biriydi. Yine de sormak istedim."Anne gerçekten iyi misin?" Bunu dememle beraber annem cevap veremeden zil çaldı. Nakliyeciler gelmiş olmalıydı.

Kapıyı açtım ama karşımda gözleri dolu, dokunsam ağlayacak gibi duran zayıf bir kız duruyordu. Bu Zeynep'ti, çocukluğumuzun beraber geçtiği o kardeşim. Hemen üstüme atıldı ve sımsıkı sarıldı. Ama beni şaşırtan arkasından gelen kişilerdi. Zümra, Oğuz, Hakan ve Eylül de buradaydı. Ne kalabalık ama. Hepsi birden dolmuş gözleriyle beni izliyordu. Zeynep uzun sarılması bittiğinde geriye çekildi.

"Nasılsın canımın içi?" diye sordu. Sanki her gün defalarca sormamış gibi.

"İyiyim Zeynep" diye cevap verdim.

"Yalancı"

Hep birlikte salona geçtik. Koltuk gibi ağır eşyalar hala durduğu için en azından ayakta kalmayacaktık.

Diğerlerine döndüm hepsi suskundu." Bir kahve ikram edeyim isterdim ama maalesef bardaklarımızı çoktan koliledik, başka sefere artık." dedim. Zümrayla Eylül birbirlerine baktı. Dedikoducu düzenbazlar.

Akıllarından ne geçtiğini tahmin edebiliyordum ama bu güzel günümü bozmasın diye üstünde durmadım.

Oğuz'a döndüm, başından beri gözünü ayırmadan beni izlediğinin farkındaydım. Oğuz benim eski sevgilimdi. Gerçi çokta sevgili gibi değildik ve iki hafta çıkmıştık. Buna rağmen hala benimle yeniden olabileceğini düşünüyordu. Hayalperest şey. Üstüne üstlük ayrılma sebebimin onun kızlarla attığı saçma sapan storyler olduğunu unutmuştu her halde.

Yanında da onun her seferinde arkasını toplayan Hakan vardı. Bu çocuğun özel hayatı falan yok muydu? Hep Oğuz nereye Hakan peşinde, aynı Oğuz'un kuyruğu gibiydi. Hakan, Oğuz adına özürler dilerdi benden. Benim için hiçbir faydası olmayacağını bile bile gözlerimin içine bakıp özürler dilerdi. Bunu neden yapıyordu asla anlamıyordum, suçlu olan o değildi. Böyle ezik gibi davranması beni her seferinde sinirlendiriyordu.

Oğuz bana doğru bir adım attı ve elimi tuttu.

Böyle yapması beni tiksindiriyordu. Hemen ittim elini ve kısık sesle

"Hangi yüzle?" dedim.

Uslu bir köpek gibi masum bakışlar attı ve pişman bir yüz ifadesi takınarak geriye çekildi. Bu sırada annem kimin geldiğine bakmak için yanımıza geliyordu. Arkadaşlarımı zaten tanıdığı için tanıtma ihtiyacı duymadım. Zeynep öne atılarak,

"Tülay ablacığım nasılsınız?"dedi.

Annemde " iyiyim yavrucuğum sizler nasılsınız?"dedi. Hepsi hep bir ağızdan iyiyiz derken oradaki birkaç kişinin yapmacıklığı gerçekten beni hayrete düşürdü. Ardından oluşan sessizliği yine Zeynep bozdu.

"Alara'yı gitmeden uğurlamak için toplandık hepimiz. Onsuz ne yapacağım bilmiyorum ama bu yeni başlangıcın onunda sizin içinde hayırlı olacağını hissediyorum. Umarım hep mutlu olursunuz. Sık sık size geleceğim ve artık sıkılacaksınız benden. Asla ayrılıyoruz demiyorum çünkü ayrılmayacağız. Sürekli arıyacağım sizi. Tüm iyi dileklerim sizinle, iyi.."

devam edemeden göz yaşların boğuldu. Onu böyle görmek içimi parçalanmıştı. Ortamı yumuşatmazsam bende ağlayacaktım bu yüzden

"Sık sık geleceğine eminim o yüzden yanlış adres vereceğim." dedim.

Böyle deyince hep birlikte güldük.

Oğuz yine şovunu yapmış elindeki bir ton şeyi yemek masasına bırakmıştı gerçi elinde olduğunu bile görmemiştim. Annem "Ne gerek vardı zahmet etmeseydiniz." dediyse de Oğuz sanki mükemmel iyi biriymiş gibi davrandı.

Annem Oğuz'un eski sevgilim olduğunu bilmiyordu, iki haftalık ve tam olarak düzgün bir ilişkimiz olmadığı için söylememiştim.

Sohbet ederken saatin kaç olduğunu bile fark etmemiştim ki zil çaldı. Nakliyeciler tam bir buçuk saat gecikmişti. Madem geç gelecektiniz saat vermeseydiniz bari. Nakliyeciler eşyaları taşırken hepimiz yardım ettik. Eylül ile Zümra söylense de ters bakış attığımda susuyorlardı. Kimseye zorla yaptırmıyorduk sonuçta yapacaksalar söylenmelerine gerek yoktu. Şovcu Oğuz ve Hakan da tabi ki iş başında. Onlara da ekmek çıktı yani, kas gösterişleri bittiğinde işlerine koyuldular. Artık etkilenmiyorum Oğuz. Eşyalar koyulduktan sonra annem anlaştığı parayı ödedi ve

bununla birlikte yeni hayatımızın ilk adımı tamamlanmış oldu.

BEYAZ LALEWhere stories live. Discover now