Bölüm8

824 37 11
                                    

Ah işte o. Bir zamanlar kalbimin ritmini değiştiren adam. Onun için 3 yılımı mahvettiğim adam.

Ve şu an ne kalbim attı, ne de üzüldüm. Bir yabancıya bakar gibi baktım. Umurumda değildi. Özlememiştim. İçimde nefret yoktu. Sevgide yoktu. O artık herkesti.

Sakal uzatmıştı. Bu onu biraz değiştirmişti. Evet yine yakışıklıydı. O kızla, Leyla'yla el eleydi. Gözlerimiz birleştiği an istemsizce bakışlarım ellerine kaydı. Anında elini çekti Derin.

Daha sonra ne oldu bilmiyorum, umursamıyordum da. Kendimi müziğin kollarına bıraktım. O yokmuş, hiç olmamış gibi davrandım. Ve böyle davranmak bana iyi hissettiriyordu. Deli gibi dans ettik. Fazlasıyla eğlendik. Güldük. Mutluydum. Fazlasıyla mutlu.

Müzik bittiğinde yerlerimize geçip oturduk. Başım ağrıyordu ama umursamadım.

'Kızlar ben bir lavaboya gidip geliyorum.' dedim.

Hepsi şaşkındı. Derini gördükten sonra üzülmemi bekliyordu hepsi. Ama hepsinin düşüncesine zıt düşecek bir harekette bulundum. O yokmuş gibi davrandım. Gördüğümde kalbim atmadı, ufacık bir şey dahi hissetmedim. Onu gerçekten bitirmiştim.

Lavaboya geçip saçımı düzelttim. Hafifçe yüzümü ıslattım. Aynaya baktım. Gülümsedim.

Çıktım. Kapının önünde Leyla'yla karşılaştım. Yüzüne bile bakmadan ilerledim. Gidene kadar beni süzdüğüne eminim. Pislik.

Merdivenleri çıktım. Tam merdivenin başında Derin... Görmemezlikten geldim. Bir anda kolumdan tuttu kendine çevirdi beni.

'Duru' dedi tam gözlerimin içine bakarak. Önceden gözlerimin içine bakarak konuştuğunda kalbimin sesi dışarıdan duyulacak sanırdım. Gözlerine baktığım an tüm sinirim geçerdi, tüm söyleyeceklerimi unuturdum. Ama artık umurumda değildi.

Kolumu sıkıca kavrayan eline bir bakış attım. Yaptığını o an farketti ki hemen çekti elini.

'Evet' dedim bende tam gözlerinin içine bakarak.

'Buraya gelmezsin sanmıştım.'

'Neden gelmeyeyim ki? Ailem ve dostlarım burada. Beni buradan uzaklaştıran bir etken yok artık.' dedim. Yüzü düştü. Sesi hala aynıydı. Bakışları aynıydı. Gülüşü. Utanarak bakışı. Herşeyiyle aynı Derindi. Tek fark; o artık benim hiç bir şeyimdi.

'Anladım. Nasılsın peki?' dedi. Konuşmak istiyordu belli. Ama benim onunla konuşmaya hiç niyetim yoktu.

'İyiyim' dedim, onu sormadım bile. O sırada merdivenlerden çıkan Leyla'nın sesini duydum.

'Derin' ıy pis cırtlak sesli sünepe. Arkamı dönüp Leyla'ya bakıp gözlerimi süzdüm. Sonrada önüme dönüp ilerledim. Zafer kazanmışçasına mutluydum.

Kızların yanına geçip oturdum.

'Lan deliğe düştün sandık. Nerede kaldın kızım' dedi Özge. Derinle konuşmamızı anlatacak halim yoktu.

'Aman sende, geldim işte' dedim gülümseyerek.

Hiçbiri Derin hakkında tek kelime bile etmedi. Onlarda hatırlatmak istemiyordu sanırım. Biraz daha sohbet edip kalktık.

Hepimiz evlere gitmek için dağıldık. Eve gidene kadar onu düşündüm. Ama üzülerek değil. Aklıma takılan şey şuydu. Beni aldattığı kızla birlikte şu an. İstediğini elde etmişti. Ne diye benimle konuştu ki?

Sonra bunları düşünmenin çok anlamsız olduğunu getirdim aklıma.

Kapıyı çaldım. Mira açtı kapıyı açtı. Şaşkın gözlerle bana baktı.

İHANETWhere stories live. Discover now