toplantı ve papatya.

52 12 17
                                    

Yine ülkeler diyarında ayrı bir sabah. Kuşların cıvıldaması, kurumuş bir yaprağın son çıtırdaması ve hafif meltem. Yine ayrı bir sonbahar, yine aynı bir gün.

Bu sefer erken uyanmıştı Polonya, sabah saat sokuz buçukta olacak toplantı için hazırlanıyordu. Avrupa Birliği üyeleri arasında olacak bu toplantıda muhtemelen Almanya ve Fransa'nın yine Avrupa'yı etkisine alan sert hava koşulları hakkında konuşacağını düşündü. Sırıttı, sevdiceğinin konu bulmada sıkıntısı olduğunu bilirdi ama hep öz konuşurdu. En azından o beğeniyordu.

En son Almanya'nın Polonya'ya verdiği papatyaya baktı Leh, mavi-sarı desenleri olan bir saksıda, masasının üzerinde duruyordu.

Onu bu kadar önemli yapan veriliş amacı değildi ki, ona verilmesinin sebebi Ukraynalıların yeni yuvası oluşuydu. Gerçi ona sorarsanız Ukrayna'yı pek sevdiği söylenemez...

Tüm bu düşüncelerin ardından Polonya son bir kez kravatını düzeltmiş, araba anahtarını almış ve yola koyulmuştu bile.

· Zaman Atlaması ·

Sonunda toplantı başladığında gözler yine Almanya'nın üzerindeydi ve evet, Polonya haklı çıkmıştı. Yine küresel ısınma hakkında konuşuyordu. İç çekti ve elini kaldırarak Almanya'ya izin almak istercesine gözlerle baktı.

Alman sonunda onu fark ettiğinde eli en az yarım saat havada kalmıştı. Neyse.

"Evet Bay Polonya?"

"Bay Almanya size bir sorum olacak, tüm bu küresel ısınma hakkındaki söylemleriniz.. Onları gerçekleştiriyor musunuz bari? Çünkü tüm işletme binalarınız söylediğinizin aksine yani güneş enerjisi kullanmak yerine sadece Berlindekiler en az 1 Gigawatt kullanıyorlar.."

Polonya'nın bu cümlelerinin ardından salonda bir sessizlik olmuştu. Almanya iç çekti ve Polonya'ya soğuk gözlerle bakarak yutkundu ve ağzını açtı.

"Bu konu hakkında çalışmalarımız sürdürülüyor. En yakın zamanda gigawatt enerji kullanmayı bırakacağız.."

Ama bunları söylerken sanki Polonya'ya "Kes sesini ve uslu dur" demişti. Yani o öyle anlamıştı.

Diğerlerine bakarsak, bir gram umursama yoktu. Polonya'nın yanındaki masada oturan Yunanistan, bilekliğindeki altın bilezikleri inceliyor, öbür köşesinde oturan İsveç, yarı gözleri kapalı bir şekilde Almanya'yı dinliyor ve onun yanındaki masada oturan Hırvatistan ise uyuyordu.

"..ve bugünlük bu kadar.. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz."

Toplantı bitince yavaş yavaş Avrupa ülkeler ayaklanmaya başlamıştı.

Polonya ise yerinden Almanya'yı izlemeye dalmıştı. Ama nedense Alman'ın sözlerinden sonra kırılmıştı. Nedenini anlayamıyordu fakat büyük ihtimalle sözleri ona dokunmuştu. Ah.. Ah.. Çok narin ve saf olduğunu hatırlayıp iç çekti. Sandalyesini çekip ayağa kalktı ve arabasına doğru yol aldı.

Yolda giderken bile hala düşünüyordu. Hep düşünürdü zaten, hep onun hakkında düşünürdü. Bu sanki onun alışkanlığı gibiydi. Almanya'yı ilk gördüğünden beri böyleydi hayatı.

· Zaman Atlaması ·

Evine varınca nedense hemen odasına koştu. Takımını çıkartıp dolabına astı ve rahat kıyafetler giyip masasına oturdu. Papatyayı önüne çekip yavaşça bir taç yaprağını çıkarttı. İçinden "seviyor" diye geçirip böyle devam etti.

Seviyor, Sevmiyor / GerPolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin