𝟎𝟑. THALIA, SORUN DEĞİL

Start from the beginning
                                    

Sonrasında iki duvarın ayırdığı yola geldiğinde duraksamıştı. Ve ne kadar içini merak etse de girmeyi reddederek bir çivi gibi çimenin bittiği sınırda durdu.

İzleyip göreceğim. Demişti kendi kendine. Thalia o ana kadar sesinin nasıl olduğunu hiç fark etmediğini hatırlıyordu. sonrası da yavaşça dudaklarını aralayıp konuştuğunda izleyip göreceğim diye tekrarlamıştı.

Tıpkı öyle yapmıştı. Saatlerce duvarın önünde sabırla beklemişti. Belki içinden bir veya bir şey çıkar diye. Bu teorisi şimdilik gerçekleşmese bile bir şey olmuştu. Akşam olup hava kararmaya başalarken. Thalia bir nebze bile pes etme beliriş göstermeden çimlerin üzerine dururken duvarlardan büyük bir ses çıkmıştı. Thalia adeta duvara meydan okurcasına kıpırdamadan önünde durup izledi. Kalbinin küt küt attığını hatırlıyordu fakat hatırladığı bir diğer şey korkudan ziyade heyecanlandığı ve meraklandığıydı.

Birkaç saniye sonra asla aklından çıkmayacağı ve o andan itibaren üç yıl boyunca her gün görmeye devam edeceği manzarayla karşılaştı.

Duvarlar zemini titreterek birbirine doğru hareket edip arada ki boşluğu kapatmış ve thalia'yı artık tam anlamıyla kare alana hapsetmişti.

Sonrasında ise tıpkı şuan ki gibi duvarların önüne yatmıştı. Soğuk ve rahatsız edici zemine uzanmıştı. Üzerinde onu soğuktan koruyabilecek kapşonlusu hariç hiçbir şey yoktu buna rağmen o tüm gece istikrarlı bir şekilde labirentin duvarların önünde yatmıştı.

O yüzden bulunduğu durum ona her zaman ilk gecesini hatırlatıyordu ve hatırlatamaya devam edecekti.

Sağındaki yatağın altından bir gümbürtü çıktığında Thalia başının dönemsine sebep olacak kadar hızlı doğruldu ve arka cebine sıkıştırdığı bıçağı çıkardı.

Demek ki havalandırmayı tek keşfeden o değildi.

Kendisi buraya geldiği ilk gece farkettiği ilk şey havalandırmaların bir insanın rahatça sığabileceği genişlikte olmasıydı. Doğrusu itiraf etmeliydi ki ilk gece etrafta küçük bir araştırma yapmış olabilirdi. Fakat ana koridorlar, iğrenç şeyler konuşan erkekler ve sürekli kendilerinden bahseden bir takım kızın bulunduğu onca yatakhane hariç bir yere çıktığı filan yoktu havalandırmanın. Çoğu yer kapalıydı ve içeri girmenin havalandırmadan hiçbir yolu yoktu.

Thalia geldiği ilk gece neredeyse tüm gece labirentte koşar gibi havalandırma da gezindikten sonra odasına geri dönmüştü. O günden bu yana havalandırmaya girmemişti. Çünkü anlaşılır şekilde orası fare gibi hissettiriyordu. Ve Thalia her bir köşeyi gezip zihnine kazıdıktan sonra bir daha içeri girme ihtiyacı duymamıştı. Ancak şimdi havalandırmayı keşfeden tek kişi olmadığını anladı.

Gözlerinin önünde havalandırma kapağının sessizce açılmasının izlerken kaşlarını çatıldı ve ses çıkarmadan dizlerinin üzerinde doğruldu.

Ölü gibi beyaz eklemli eller havalandırma ızgarasını yere koydu ve sonunda kendini açığa çıkardı ancak bu ikilin birbirini görmesine neden oldu. Thalia oğlanın zemine bile ellerini koymasını izin vermeden bıçağı ona doğrulttu.

Konuşmadan önce odanın tek ışık kaynağının oğlanın yüzüne aydınlatmasıyla yüzünü inceledi. Bu onlardan da önce buraya getirilmiş kapşonlu çocuktu. Ona taktığı lakap buydu. Öğrendiklerine kadar tamamıyla kızların olduğu bir labirentte son gelen kişiymiş.

"Burada ne arıyorsun?" diye sordu onun kadar şaşkın olan oğlana.

Oğlanın yüzü karanlıkta kasıldı. "Seni."

Thalia bıçağını daha sert kavradı. "Neden?"

Konuşmadan önce yutkundu Thalia bunu görmemesine rağmen o kadar sesliydi ki duyabildi. "Benimle gelmen lazım."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 09 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

𝐏𝐀𝐑𝐀𝐋𝐘𝐙𝐄𝐃,❪ minho ❫Where stories live. Discover now