Astral Yolculuk(52. Bölüm)

2 1 0
                                    

(Melodi'nin anlatımıyla)

Uzun süreden beri ilk defa kendimi özgür ve rengarenk hissediyordum. Sanki, burada yattığımda ki gibi kısıtlanmış ve karanlık yerde değildim.. Gözlerimi araladım.. Bir bahçe? Evet, sesler duyuyordum fakat bahçede değildim. Gözümü etrafta gezdirdim. Hastanedeyim.. Demek ki hala ben iyi değildim.. Vera iyi miydi acaba? Ayağa kalktım. Öylesine hafiftim ki, anlatamam..

Yanıma birinin geldiğini hissettim, başımı ona çevirdim. Uzun, koyu saçlarıyla ve masmavi gözleriyle güzel bir kadın vardı karşımda. Yaşından emin değildim ama genç duruyordu. Gözleri, benimkinin aksine hastaneye doğruydu.. "Af edersiniz?" Diye mırıldandım, dikkatini çekmek amacıyla. Başarmıştım da, bana döndü. "Siz doktor musunuz? Benim tedavim hakkında ne biliyorsunuz?" Sorduğum sorudan sonra, saçmalığını fark edip bakışlarımı kaçırdım. Doktor olsaydı üstünde üniforması olurdu. Aferin melodi! O ise bana güldü, halime değil de aksine iyi niyetle gülüyordu. "Doktor değilim ama emin ol, yakın zamanda komadan uyanacaksın Melodi'ciğim. İçin rahat olsun." Duyduklarımın karşısında şok içinde kadına baktım. "Koma mı, ama nasıl olur? Ben buradayım. Ayaktayım!" O ise bana gülümseyerek baktıktan sonra hastanenin içine doğru süzüldü, yanlış görmedim, resmen süzülerek gidiyordu. Hızlıca peşime takıldım.

Hala anlamıyordum.. Nasıl komada olabilirim? Kafam çok karışmıştı.. Kadın, sanki halimi anlamışçasına, benim tempoma yavaşladı. "Bazı insanlar, bedenleri işlevsiz hale geldiği zaman ruhu ayaklanır. Senin bedenin de şu anda iyileşme sürecinde, bu yüzden bedenini dinlendirirken seni gezdirmek istedik. Yakın zamanda bedenini kullanabileceğin için son yaşananlara hakim olmak için anlayacağın." Kadını şaşkınlıkla dinliyordum. Komadaydım ve geziniyordum. Aklım almıyordu.

Kafamı karıştıran bir başka nokta ise, kadının beni görebilmesiydi. Madem şu anda ruhen etraftaydım, o neden beni görüyordu? Başımı ona çevirdim. "Abla?" Yaşının büyüklüğü ve samimi haliyle bir anda ona abla demek istemiştim. Efendim derce bir ses çıkardı. Aynı anda, hastanenin de merdivenlerinden çıktığımızdan, ona yetişmek zordu, yine de diyeceklerim önemliydi. "Siz beni nasıl görüyorsunuz? Bana şu an ruh olduğumu söylediniz." O, gözleri bende ve adımları merdivende, lafa başladı. "Çünkü bende bir ruhtan ibaretim şuan tatlım. Henüz yeni bedenimi terk etmiş, tekrar dünyaya gelmeye hazır olmayan bir ruhum. Beni sana görevlendirdiler, bu yüzden buradayım." Ruhani şeylere daha öncesinde pek inanmazdım, fakat kadının dediği şey yalandan da ibaret olamazdı. Anladığım kadarıyla yakın zamanda ölmüştü. Acaba nasıl ölmüştü? "Abla, siz nasıl öldünüz?" Kıkırdadı. "Son bedenimin ölümü, aslında senin şu anki durumunla benzer.." 3. Kata geldikten sonra durdu, 46 numaralı odaya bakıyordu. "Bende senin gibi komadaydım. Tabi o zamanlar Ankara'daydım. Eşimle Ulus'tan dönerken kaza geçirmiştim. Neredeyse 5 ay boyunca, komadayken tedavi gördüm. Fakat vaktim, iyileşmeme yetmedi ve öldüm." Yutkundum.. acaba bende ölür müydüm? Düşüncelerimin arasında, birinin beni es geçip odaya girince afalladım. Uzun kumral saçları görünce hemen ardından içeri girdim. Abla da peşimden geldi tabi..

Burası, Vera'nın içeri girdiği oda, benim yattığım odaydı.. Vera'nın gözünde yaşlar vardı. Celal ise hiç bir şey yapmadan oturuyordu. Fakat yanlarında 2 kişi daha vardı. Biri zayıf, biri iri bir çocuk. Vera Zayıf olan çocuğun yanına oturdu ve onun elini tuttu. Ne? Ben uyurken ne olmuştu ki? Ayrıca Celal'in burada ne işi vardı? Öfkeyle elimi yumruk yapıp Celal'e doğru yaklaştım. Yanağına doğru sertçe vurdum. Ama bir şey olmuyordu. Doğru ya ben şuan ona vuramazdım. Uyanınca yapardım o zaman. 

Yansıma(Tamamlandı)Where stories live. Discover now