15. BÖLÜM - MASKENİ KUŞAN

5.2K 271 548
                                    


You're pouring your heart out
I'm acting like I knew
You held me so down
So down I never grew, oh
I tried to find out
When none of them came through
And now I'm stuck in the middle
And baby had to pull me out, oh

Doja Cat - Streets

(İçini döküyorsun,
Biliyormuş gibi davranıyorum.
Beni çok aşağıda tuttun,
Bu yüzden asla büyümedim.

Öğrenmeye çalıştım,
Hiçbiri gelmeyince.
Ortada sıkışıp kaldım.
Ve bebeğim kendimi dışarı çıkarmak zorunda kaldım.)

-Peki hazır mısın Karmen?

-Neye hazır mıyım?

-Erdem Aker'i öldürüp T.G.İ.F 'in başına geçmeye?

❤️⛓️🖤

Nefes almadan, yutkunmadan, tepkisizce en az iki dakika durup, karşımda tüm ciddiyetiyle bu soruyu sormuş olan Kızıl Kehriba'a bakıyordum.

Hayır, en başa saralım. Bana Emir'in yerini yanlış söyleyerek oynadığı oyunun ardından iş teklif etmişti. Pekâlâ, bu en fazla ne olabilirdi ki?

Bilgi mi çalacaktım? Adam mı öldürecektim? Tonlarca para mı dökecektim evinin önüne? Taklit mi yapacaktım?

İşte günlerce bu soruları düşünüp durmuştum kendi kafamda. Ya benden bunları isterse diye günlerce olur yolu aramaya çalıştım. Olabilecek en uç noktaları bile getirip masaya yatırdığımı sanıyordum ta ki bunu duyana kadar.

Erdem Aker'i öldürmek ve T.G.İ.F'in başına geçmek?

Sanırım bu sefer büyük sıçtım.

-Hey, küçük sürtük! Karmen! Kendine gel.

Diye sert sesini kullanarak bir uyarı yapmıştı bana. Halen tepkisizdim. Huzurunu kaçıran durumum yüzünden benimle yeniden sohbete girmekte zorlanıyordu.

Elini uzatıp kolumu kavradı ve canımı yakarak beni sandalyeye oturtmaya çalıştı

-Böyle donakalacağını bilsem cafcaflı bir giriş yapmazdım konuşmaya. Otur artık şu lanet sandalyeye sürtük. Şoklarını en sona sakla, hepsini birden yaşarsın.

Tek kolu yetmeyince, iki koluyla omuzlarıma abanıp sandalyeyle birleştirmişti beni. Ve kendi de yerine oturup geriye yaslandı, kollarını göğsünde kavuşturdu.

Üzerinde eski püskü, kırmızı çiçek desenli ütüsüz kısa kollu gömlek altına ise siyah kumaş pantolon giymişti.

Görünen kolunda, şişkin iğne izleri ve çevresine yayılmış morarıklar vardı.

Kırmızı lensi, beyaz olması gereken yuvasında kaybolmuştu adeta. Onun ne halde olduğuna kafa yormak yerine masaya baktım.

Duygularımı kontrol etmeyi de bir yere not etmeli, boş vaktimde veya iş üstünde bunun üzerine çaba harcamalıydım. Bu kadına önce öfke kusmalı, ardından sinirli sinirli bakmam gerekiyordu.

Ama çaresizce şaşırıp kendinden geçmek, başkalarına, kendimi basit gösteren kötü bir izlenimden fazlası değildi.

Başımı iki yana sallayıp gözlerimi yumup açtım. Parmaklarımı çıtlattıktan sonra, bir iki defa öksürdüm.

KAN KADER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin