Kalp Kırıklığı

73 24 58
                                    

Merhaba herkese nasılsınız?
Ben Allah'a şükür iyiyim idare ediyoruz sizi fazla usandırmadan bölümü atayım dedim.

Bölüm yine uzun ve sevdiğim bir bölüm oldu, oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın olur mu?

Ayrıca beni takip etmiyorsanız yeni bölümlerden haberdar olmak için edebilirsiniz.

O halde geçelim mi bölüme?
İyi okumalarrr.💓

- Kalp kırıklığı-


Zamanla kalbimdeki bu sesi dinlemeyi öğrendim çünkü onsuz bu dünyada konuştuğum kimsem de olmayacaktı. On beş yaşıma kadar içimde başka birisinin varlığını hissetmemiştim fakat onun gidişinden sonra yalnız kaldım. Öyle bir başıma kaldım ki annem babam olmadığını öğrendiğimde bile bu kadar yıkılmamıştım. Onun gidişi yüzünden mi çıktı bu içimdeki ses bilmem ama bazen iyi geliyor inkar etsem de.

Kaç,biraz daha durursan yakalayacak. Elimde ki silahı daha sıkı kavrayarak görüş açıma giren bedene baktım. Bunu bana yapmış olamazdı, bunu bana ikinci defa yapmış olamazdı.

Beni ikinci defa sırtımdan vurmuş olamazdı. Ben kimseye güvenmem ama ona kabul etmesem de güvenmiştim, onu eskisi gibi bir kez olsun yakın görüp gideceğimi söylemiştim ve o onlara mı haber vermişti?

Gözümden bir damla yaş akarak silahın ucuna düştü, dişlerimi canımı yakacak kadar sıktım. Bunun bedelini ödeyecekti, beni tuzağa çekmenin bedelini ödeyecekti ancak şuan buradan çıkmam lazımdı. Arabanın arkasında daha fazla durmayarak hızla ormanlık alana koştum arkadan sesler gelmeye başlamıştı ve birisi ateş etmişti ancak kurşun bana denk gelmemişti. "Silah yok indir o silahı!" Ceyhun'un bağırışı tüm geceyi doldurdu fakat arkamı bile dönmeden öyle hızlı koşuyordumki tepki bile veremiyordum dediklerine.

Ayağımın altındaki küçük odun parçaları botlarımın sert basması ile kırılıyor, etrafa sıçrıyordu. Bilmeden yolumu görmeden ayaklarımın beni götürdüğü yere hızla ilerliyordum düşünmek ya da nere gideceğime karar vermek şuan için imkansızdı. Elimi cebime atarak telefona ulaşmaya çalıştım fakat yolda takip edebilecekleri için attığım aklıma geldi içimden lanetler okuyarak hızla koşmaya ve ormanın derinliklerine ilerlemeye devam ettim.

Telefonum olsaydı Hüseyin'e haber verebilirdim, zaten yarım saat içinde yanına gidemediğim için beni aramaya başlamış olacaktı. Buradan çıktığımda onun yanına gidip saklanacaktım, her şeyi planlamıştık fakat onun bu ihaneti her şeyi batırmıştı.

Arkamdan bağırış sesleri ve ışık huznesi geliyordu ancak hız kesmeden zorluklarla koşmaya devam ettim. "Derin kaçma nerede olursan bulurum seni." Onun bu laflarına içimdeki ses bok bulursun deyince şu durumda bile gülümsedim. Bir anlık dikkatimi dağılması ile önümde az kalsın basacağım sincabı görmem bir oldu. Düz gideceğim yolu hızla sağa saparak yere kapaklandım. "Ahhhhh." Dişlerimi sıkarak dizimi tuttum, kanıyordu ve tüm vücudum çizilmişti. Topallayarak ayağa kalktım ve arkama baktım sesler gitgide yaklaşıyordu yüzümü acıyla buruşturarak gövdemi yanımdaki ağaca yasladım. Elimden düşen silahı da ayağımın ucundan alarak kilidini açtım ve her an ateşlemek için açık tuttum.

Bu halde koşamazdım, koşsam bile arkadan vurulurdum bu yüzden sırtımı ağaca yaslayarak onları tuzağa düşürecektim. "Abi sesler kesildi burada bir yerde." Arabadaki çocuğun sesiydi bu ama tanıdık değildi hiç duymamıştım daha önce. Odunların çıtırtıları kulaklarıma ulaştı, birisi gitgide yaklaşıyordu ve usul usul bedenimdeki acı yok sayılmayacak kadarda kendisini belli etmeye başlamıştı.

UNUTTUĞUM YERDE HATIRLATWhere stories live. Discover now