1.BÖLÜM - Kaderin Yolculuğa Hazırlığı

37 5 1
                                    

1. BÖLÜM
Kaderin Yolculuğa Hazırlığı
"Yıldızlar üzerinizde parlasın kraliçem."

Arina Sona 19

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Arina Sona 19.12.2023

Demir Karan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Demir Karan

Riven Black

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Riven Black

Şeytandan kaçılmaz, Şeytan kaçınılmaz. Bir şekilde pençesine düşersiniz. Sizi içine alıp selamlar. Önce sizi kendine alıştırır sonra Okyanusa itip boğar. Yardım için bile onun adını haykırırsınız. Dudaklarınızdan sadece onun adı çıkar. Kalbinizde sadece onun gözleri takılı kalır. O ise sizi keyifle izler, acınıza ölümcül kahkahalarıyla eşlik eder. Öyle bir alışmışsınızdır ki ona, onu alamazsınız içinizden. Küçükken bana anlatılan masaldı bu Okyanusun oyunu. Her yaramazlık yaptığımda şeytanın pençesine düştüm sanırdım ama arkasından hemen bir iyilik yapar, şeytana dil çıkarırdım. Sanki ondan daha güçlü, akıllıymışım gibi. Yaramazlık yapınca annem yanıma gelip

"Şeytanın pençesi güzel kızlar için iyi bir yer değil. Tanrıçalar Tanrılara lâyıktır Arina." Derdi.

Dindar değildi. Aksine, hiçbir dine inanmazdı fakat bir Tanrının ya da Tanrıçanın olduğunu hep bilirdi." Orada bizi kollayan birileri olmalı." der, gökyüzünü işaret ederdi. Ona inanırdım. Eskiden. Çünkü bizi kollayanlar onu saldırmış, onu benden almıştı. Belki birileri vardı gerçekten yukarıda ama bizi kolluyorlar mıydı bunu bilemem. Ölümünün 10. Yılı. Yıldönümü. Ben henüz 14 yaşındayken kaybetmiştim annemi. Bir ergenken mahrum bırakılmıştım ondan. Üzerimdeki bu karanlık 10 yıldır süregeliyordu. Gözlerini hayata yumduğunda umutları; hafif ağarmış siyah saçlarından başlayarak, kenarı kıvrılmış dudağına, pamuk gibi ellerinden, bembeyaz tenine kadar tüm vücudundan çekiliyordu yavaş yavaş. Yüzü huzur doluydu. Sanki görevini yerine getirmiş gibi. Görüntüyü gözlerimden silmek için kapalı gözlerimi önce daha da sıkıp sonra yavaş yavaş açtım. Dünden devam eden baş ağrısı hâlâ benimleydi. Sanki üzerimde peşimi bırakmayan bir lanet vardı. Komodinin üstünde dağılmış ilaçlara uzanırken mutfağa gitmek için kalkmamamı sağlayacak yarım bardaktan az suyu dökünce kendime lanet okudum.

OkyaNusWhere stories live. Discover now