³

27 8 14
                                    

"Ben ne alaka ya"

Odada bulunan herkes çıkmaya başladı.  Jeongin odadan çıkmadan önce göz göze geldi jisungla. Endişeli gözüküyordu Jeongin. Jisung nedenini az çok tahmin etsede takmamaya çalıştı. Kafasını Kral'a çevirdiğinde dibinde görünce irkildi. Tam geriye doğru düşecekken bir el onu çoktan belinden yakalamıştı.

"Nerden geliyor?"

Jisung yavaşça kapattığı gözlerini açtı ve burun buruna olduğu kral'a baktı bir süre.

Bu serefsiz bu kadar yakışıklımıydı

"N-ney?"

Elinde olmadan kekeleyince içinden bildiği tüm küfürleri saydı kendine. Karşısındaki kral ise gözünü bir saniye ayırmadan ona bakıyor ara ara sırıtıyordu.

"Bu deli cesaretin nerden geliyor? Karşında lee hanedanlığının kralı var. Hiçmi korkmuyorsun sana yapabileceklerimden"

Korkuyordu. Ama dışa vurmuyordu.

"Ben sadece doğru olanları söylüyorum"

Kral ufak bir kahkaha patlattı.

"Hmm ne yapsak sana düşünelim"

Kral jisung'un son dediğini umursamadan onu baştan aşağı süzdü. İki elini bel boşluğuna koydu. Ve
aşağılara doğru okşamaya başladı.
Kral şaşırmıştı. Bir erkeğe göre fazlasıyla ince bir beli ve kıvrımlı vücudu vardı. Jisung girdiği şoktan çıkınca kraldan hızla uzaklaştı.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?!"

Söylediklerini umursamadı ve tepkisini korudu kral.

"Bir erkeğe göre fazlasıyla kıvrımlı bir vücuda sahipsin. Ne yapsak seni cariye falanmı yapsak."

Jisung'un gözleri sonuna kadar açıldı. Cariye falan olamazdı! Neyden bahsediyordu bu adam!

"Hmmm yada direkt zindanamı atsam"

Jisung sessizdi. Karşısındaki kral istese onu öldürebilirdi. Karşı çıkarsa daha kötülerini yapabilirdi. Bu yüzden susmayı tercih etmişti.

"Neden sustun az önceki gibi yükselsene? Yoksa korkuyor musun?"

Kafasını eğdi jisung. Evet korkuyordu yalan yok. Ölmek veya cariye olmak istemiyordu.

"Üzgünüm e-efendim.."

Kral umursamadan koltuğuna doğru yürüdü ve yayılarak oturdu. Bir süre bu cesaretli çocukla ne yapacağını düşündü. Jisung ise kafasını eğmiş bekliyordu. İçinden kötü bir şey yapmaması için dua ediyor ve bir an önce çıkıp gitmek istiyordu.

"Yaklaş."

Jisung kafasını kaldırdı ve kral'a baktı.

"Ne?"

"İkiletmeyi sevmem demiştim."

Ürkek adımlarla kral'ın önünde durdu ve anlamazca ona baktı. Kral onu baştan aşağı süzdü ve ani hareketle kucağına çekti. Jisung'un gözleri sonuna kadar açılmış bir şekilde yerinde duruyordu. Kral ise onu belinden tutup dizlerinin üzerine yan bir şekilde oturtmuş bir vaziyette tutuyordu. Jisung kulaklarına kadar kızarmıştı. Hareket etmiyordu ve gereğinden fazla heyecan yapıyordu.

"E-efen-"

"Bundan sonra benim cariyemsin. Eğer dediklerimi göz ardı edersen hiç iyi şeyler olmaz. Şimdi çık."

Don't you think the moon is beautiful? | MinSung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin