Bu duyduğum en güzel sorulardan biriydi. Abim Esra ile konuşurken biz de Fırat ile hem birlikte vakit geçiririz hem de ben tek başıma kalmazdım.

Siz; **** 'ya gidiyoruz.

Yoldaş Bey; Tamam güzelim. Allah'a emanet ol.

Güzeliyiz değil mi?

《•》

Abimle Esra birlikte oturup masada sakin bir sohbetin içine girmişlerdi. Ne konuştuklarını bilmeseydim buradan anlaşıyor gibi görünüyorlardı. Bana yaklaşan 5. Garson ile derin bir nefes verdim.

Mekan büyüktü ve hiç hoşlanmadığım şekilde kalabalıktı. Diğer dört garsona beklediğim kişi gelince sipariş vereceğimi söylemiştim ama sürekli bundan habersiz bir şekilde yeni bir garson geliyordu.

"Karar verdiyseniz siparişinizi alayım." Tam ağzımı açıp ona durumu izah etmeye çalışacakken karşımdaki sandalye çekildi. İlk başta ne olduğunu anlayamadım ama sonradan oturan kişinin kocam olduğunu görünce sakince artık garsona seçtiğim siparişimi söyledim. Fırat bana baktıktan sonra aynısından istediğini söyledi.

"Selamın aleyküm." Bana sıcacık bir gülümseme ile verdiği selamını onun kadar güzel olamayacağımı bilerek aldım.

"Aleyküm Selam."

Belki o kadar güzel değildi ya da yakışıklı. Ama benim için artık dünyanın en yakışıklısı oydu.

Masada duran elimi sıcak avucunun arasına aldı ve baş parmağı ile okşadıktan sonra birden kendine çekip bir öpücük bıraktı.

Bu hareketi ile o kadar utanmıştım ki hemen elimi çekmeye çalışıp çevreyi kontrol ettim bir gören oldu mu diye. Herkes kendi işinde gibi görünse de ben aşırı utanmıştım. Yüzümün kızarmış olma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum.

"Ya ne yapıyorsun Allah aşkına. Abim şurada oturuyor. Bıraksana!" Sessizce konuşmaya çalışıp bir yandan da elimi çekmeye çalıştım.

Yaptığı drama bak sanki adamcağız bor şey yaptı. Karısını öptü sadece.

"Görsünler ne olacak? Ben sadece karımla yaptım ne yaptıysam. Ayrıca bir şey bile yapmadım." Fırat hem utanmış olmamdan dolayı bir eğlence duyuyor hem de bir şey yapmadığına emin olarak yüzünde son derece masum bir ifade taşıyordu.

Aslında haklıydı ben karısıydım ama ben de haklıydım çünkü hayatımın ilkleriydi bunlar.

Utancımı yenmeye çalışırken onunla havadan sudan sohbet ettik. Düğün için gerekli olan hazırlıklardan bahsettik. Düğüne bir buçuk ay kalmıştı. Ve neredeyse her şey hazırdı. Sadece kalan ufak tefek eksikler vardı.

Aslında abim ve Esra bu konuşmada anlaşır ve bir yola girmeye karar verirlerse ailelerin tanışması için bir buluşma olacaktı. Ondan sonra ise biz Fırat'ın yakın akrabaları ile tanışmak ve davetiye götürmek için onların memleketine gidecektik.

Bu gezi için heyecanlıydım çünkü eşimin ailesi ile tanışmak güzel olurmuş gibi geliyordu.

Yemeklerimiz geldiğinde çaktırmadan abilerden tarafa baktım. Gülümseyerek konuştuklarını gördüğümde ben de mutlu oldum.

Abim ve Esra bu zamana kadar asla birlikte düşünmediğim ama düşününce yakışacaklarını bildiğim bir ikiliydi.

Esra'dan

Stresle oturuyordum. Kutay ve Dicle gelmek üzerelerdi. Açıkcası nasıl bir konuşma yapacağımı şu ana kadar planlanmıştım ama sanki bir anda aklımdan uçup gidecekmiş gibi hissettiriyordu.

DİCLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin