🌸26🌸

3.4K 215 78
                                    

Selamın aleykümmm!
Ben geldimm.
Bol Dicle ve Fırat içeren bir bölüm olmuştur bilginize...
Düzenlemeden atıyorum yazım yanlışlarına takılmayın.

Keyifli okumalar...
💫✨️

Sonunda alçılarımın çıkmış olmasının vermiş olduğu özgürlük rahatlama ve mitluluk hissi vardı üzerimde.

En son yaptığımız akşam yemeği etkinliğinin üzerinden baya geçmiş ben bir çok yeni eşya daha almış ve sonunda alçılarımdan ve sargılarımdan kurtulmuştum. Alçılarımdan kurtulduğum için de dini nikahımız yakın bir zamanda yapılacaktı. Bu yüzden bu arada sık sık Fırat'ın ailesi bizi misafir ediyorlardı. Neredeyse her hafta ya onlar bizde ya biz onlarda oluyorduk ve bu durumdan kimse şikayetçi değildi. Aksine tatlı muhabbetler ile dolu bir aile ortamını yakalamıştık.

Saçlarımı sonunda ellerimin ikisini de kullanabilmeniz verdiği mutlulukla topladım. Üzerimdeki eşofamnıma ve uzun kollu bluzumda gayet iyi olduğuna göre odadan çıkabilirdim.

Odadan çıkıp annemin yanına mutfağa ilerledim. Ailedeki herkes gayet iyiydi çok şükür. Artık kimsede kazanın bir izi kalmamıştı.

Ona yardım etmek için kollarımı sıvadım ve aldığım patatesleri ince ince dilimledim.  Sabah kahvaltısında patates kızartması yemek bizim için normaldi çünkü hem abim hem ben bayılıyorduk, hem de yoğurtla yemek çok daha güzeldi.

"Kızım Aysel ile konuştuk, dini nikahı bu hafta içinde yapalım diyoruz."

"Olur anne benim için sorun değil. Zaten bir çok eşyayı da aldık. Sadece mobilyalar, beyaz eşyalar, halılar falan kaldı. Mutfak eşyalarının büyük çoğunluğunu hallettik. Nikah kıyılınca eve de karar verip mobilyaları hallederiz."

Fırat'ın zaten iki tane evi vardı. Onlardan birinde oturacaktık.

Eskiden böyle şeyler çok ilginç gelirken şimdi hazırlıklarım bile az kalmıştı ve ben evlenmek üzereydim. Artık daha ilginç geliyordu.

Eşofmanımın cebindeki telefon çalarken ellerimi hızla yıkayıp üstüme sürerek kuruttum. Telefonu cebimden çıkarıp onun aradığını görerek hemen mutfağı terk ettim. Aramızdaki iletişim artık çok daha iyiydi. Utandığım bir çok konuyu atlatmış ve onun kişiliği hakkında bir çok yeni bilgiyi öğrenmiştim. Aynı şekilde o da benimle ilgili bir çok yeni şey öğrenmişti.

Odama girdiğimde kapıyı kapatıp hemen telefonu açtım.

"Alo?" Asla koşmamış gibi sakin bir seste kurmuştum bu cümleyi.

"Nasılsın?" O da benim gibi sakindi.

"İyiyim çok şükür, sen nasılsın ne yapıyorsun?" Hayır asla kaç aylık tanıdığım adamın en ufak sözüne heyecanlanmıyorum. Sakinim, evet sakinim.

"Ben de iyiyim kahvaltı edeceğiz birazdan."

"Hmm afiyet olsun size. "

"Annem dini nikahın bu hafta içinde kıyılacağını söyledi eğer sen de istiyorsan. "

"Benim için uygun ailem için de uygun. Sorun yok yani."

"Tamam o zaman. Bu gün sana evleri gezdireyim hem de beraber yemek yiyelim diye düşündüm. " Güzel düşünmüştü. Bence gayet makul bir fikirdi.

"Annemlere bir söyleyeyim ona göre cevap vereyim sana."

"Tamam zaten Zehra da gelecek." Zehra bizim yollarımızı aşındırmaktan yorulmuştu biz onu çağırmaktan yorulmamıştık.

DİCLEWhere stories live. Discover now