🌸22🌸

4.9K 247 53
                                    

Selamın aleyküm gençlik!
Ben geldimmm...
Bölüm daha çok yazar bakışından oldu. Yine düzenlemeden atıyorum.
Umarım beğenirsiniz hepinize şimdiden iyi okumalar dilerim..♡
💫

"Kemiklerinizde kırılmalar var demiştik ve bunların iyileşmesi o kadar kısa sürmeyecek en az 2 ay diyebilirim. Ama bu sürenin kısa olmasını istiyorsanız kendinizi zorlamayın ve olabildiğince az hareket edin."

Doktor Beye başımı salladım ve az biraz üzülerek gözlerimi ellerime indirdim. Ama inşallah iyileşecektim ve ağrılarım geçecekti.

"Şimdi size ağrılarının için sadece ağrı kesici yapabiliriz." Doktor da halime üzüldüğünü sesine yansıtıyordu. Ben ise sadece başımı salladım.

Hemşireye bana ağrı kesici yapmasını tembihleyip yanımdan ayrıldı. Ağrı kesicim yapılırken sadece sessizce bekledim. Hemşirenin geçmiş olsun dileklerini başımla kabul ettikten sonra odada bulunan Onur ve Yağmur ile göz göze geldim. Aslında annemin yanına gitmek istiyordum ama ağrı kesici yapılmasını beklemiştim. Ve şimdi Doktor da hareket etmemem gerektiğini söylüyordu. Ama annemi babamı ve abimi görmek istiyordum.

"Onur," yumuşacık çıkan sesime karşıt kaşlarını çattı hemen.

"Olmaz Dicle. Hareket yasak." Başımı eğip bıkkınlıkla yüzüne bakıp ofladım.

"Sen gidemezsin ama sana onları getirebilirim. " gözlerimin ışıl ışıl parladığına yemin edebileceğim bir şekilde baktım ona.

"Gerçekten olur mu?"
"Olur tabii, Kutay ve Orhan amca iyiler zaten. Semiha teyzem de tekerlekli sandalyeye binebilir. " Neşeyle gülümsedim ve hareketlendim yerimde.

"Tamam hadi çağır da gelsinler. "

Acaba babamlar bu 2 saat boyunca neden yanıma gelmemişlerdi? Ama bu şu an düşüneceğim son şeydi çünkü şu an geleceklerdi. Onları özlemiştim. Benim her şeyim onlardı.

Beklerken heyecanlanıyordum sebepsizce. Heyecanım içimde büyürken yaklaşık olarak bir 10 dakika sonra kapı yavaşça açıldı ve içeri annemin arabasını süren Onur ve koltuk hafif topallayarak babam girdi önce. Onların hemen arkasından ise abim girdi. Gözlerim dolarken tek tek hepsine baktım.

"Dicle'm! Kızım!" Annem ağlayarak kollarını bana uzattığında ben de gözlerimden yaşlar akmasın diye direnmeye çalışıyordum. Kaldırabildiğim tek kolumu kaldırıp Onur'un annemi bana hızla getirmesini bekledim. Annem ise bana geldiğinde Sandalyeden uzanabildiği kadar bana uzandı. Ben de ona yaklaşabildiğim kaşar yaklaştım ve kocaman sarıldık. Annem hıçkıra hıçkıra ağlarken ben de sessizce göz yaşlarımı annemin omuzuna akıtıyordum. Annem bir yandan başımı ortümün üstünden okşuyor ve bir yandan da örtümün üstünde buseler konduruyordu başıma.

"Bana ne dediler biliyor musun? Kızın iyi değil dediler. Uyanmıyor dediler. Ne kadar korktum sana bir şey olacak diye yavrum benim. Canım kızım. Bir tanem." Annem ağlamayı sürdürüken yavaş yavaş benden ayrıldı.

"Hatun az çekil de biz de hasret giderelim kızımızla." Babam sitemli bir tonda konuşurken annem tamamen çekildi ve Onur tarafından sandalyesi geri çekildi. O sırada babam da gelip beni özenle sardı. Kırmaktan korkar gibi hassas davranıp hem de beni kollarının arasına saklamış ve sımsıkı sarmış gibi nasıl güvende hissettirebilirdi ki?

Babamın bana sarılı başımı okşaması ve derince nefes alıp yıllardır görüşmüyormuşuz gibi kokumu içine çekmesi ile kaburgalarıma giren ağrıyı umursamadan ben de ona sarılabildiğim kadar sarıldım. Sessizce ağlamaktan vaz geçmiş ben de artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

DİCLEWhere stories live. Discover now