53

3.4K 590 104
                                    

uzun bir ayrılığın ardından bayan kim ve taehyung karşılıklı oturuyordu. taehyung'un yüzünde huzursuz bir ifade vardı, eve dönmek istemediğini belli etmek ister gibi jungkook'un koluna sıkıca sarılmış, sevgilisinin geniş gövdesine sinebildiği kadar sinmişti.

diğer yandan bayan kim ise taehyung'un, jungkook'un koluna yaslanmış yanağına bakıyordu. taehyung kaç kilo almıştı?

"nasılsın taehyung?" dedi bayan kim nihayet sessizliği bozarak. o kadar uzun zamandır sessizlik içinde oturuyorlardı ki artık rahatsız hissetmeye başlamıştı.

"gayet iyi."

jungkook koluyla taehyung'u dürttü.

"sen nasılsın anne?"

"iyi olmaya çalışıyorum." dedi bayan kim gülümseyerek "ev çok sessiz."

"hmm." taehyung umursamazca konuştu "tam da senin istediğin gibi."

"hayır taehyung." bayan kim yerinden hafifçe doğruldu "hiçbir zaman senin gitmeni istemedim."

taehyung rahatsızca kıpırdandı. jungkook'a sıkıca tutunmaya devam ediyordu.

"ben de gitmek istemezdim anne." dedi "ama sen beni mecbur bıraktın."

"sana ne isteditsen verdim. para sıkıntısı çekmedin, sana hizmet eden onlarca insan oldu ve ben seni yine de gitmeye mi mecbur bıraktım? bu nankörlük."

jungkook'un ağzı hayretle aralanırken taehyung sinirle kendini sıkmıştı. hala nasıl kendini haklı görebilirdi? ve hala kendini haklı görüyorsa neden buraya gelmişti?

"sence benim istediğim şey birilerinin bana hizmet etmesi miydi?"

"ne istedin de vermedim söyle o zaman."

"sen- dalga mı geçiyorsun?"

"cevap veremiyorsun bak." bayan kim kollarını kavuşturdu ve tek kaşını kaldırarak taehyung'a baktı. oğlu için yıllarını vermişti, gençliğini harcamıştı ve bütün hayatını ona göre şekillendirmişti. bu nankörlüğe tahammül edemezdi.

"beni sevmedin, bundan dahası mı var?" dedi taehyung şaşkınlıkla "beni nefretinle büyüttün, gözünde hep senin gençliğini çalan kişi olarak kaldım ve bu gençliğini boşa harcamış olmak istemediğin için beni mükemmel birine dönüştürmeye çalıştın. küçük yaşımda baleye başladım, okul okumadım, yemek yemedim, dış görünüşümü her şeyden önce tuttum ki sen bana tiksinerek bakmsyasın."

taehyung'un artık gözleri dolmuştu. jungkook'un kolundaki tutuşu iyice sertleşmişti, artık tırnaklarını geçiriyor ve kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.

"ben senin aksine seni çok sevdim. sana rağmen seni çok sevdim. beni sevmen için çabaladım ve bunun için yavaş yavaş kendimi mahvettim. senin gençliğini çaldığımı düşündüğün için benim gençliğimi mahvetmene izin verdim. yani eğer hala beni nankör olarak görüyorsan gidebilirsin. eve hiçbir şekilde dönmeyeceğim."

"taehyung." dedi bayan kim yutkunarak "böyle olsun istemezdim."

"ama oldu."

"seni sevmediğimi düşünme." diyerek yerinen kalktı bayan kim. taehyung'un yanına oturmak istediğini anladığında jungkook kalkmış ve mutfağa gitmişti. baş başa konuşmaları daha iyiydi. en başında gitmesi gerekiyordu ancak taehyung'un tutuşundan kurtaramamıştı kendini.

"taehyung ben seni nasıl sevmeyeyim? iu hayatta tek sevdiğim, değer verdiğim kişi sensin."

annesi yanağını okşarken taehyung başını olumsuz anlamda salladı. ona inanmıyordu. sevdiğin birini bu kadar incitmezdin, eğer annesi onu sevseydi bu kadar incitmezdi.

moonborn | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin