16.Bölüm

53 8 1
                                    

Kardeşinin hırkasının düğmelerini ilikledi. Ceren acelesine anlam veremediği için haliyle bir sürü sorular soruyordu.

-Abla, nereye gidiyoruz ?

-Otelimize dönüyoruz canım.

-Ama neden ? Hani burası bizim artık evimizdi. Hep beraber burada kalacaktık. Bir şey mi oldu ? Yalaz Yasin abi bir şey mi dedi ?

Manolya gözlerini kısaca yumup derin bir nefes aldı ve kardeşinin kollarını okşarken gülümsedi.

-Hayır Cerenikom. Yalaz Yasin abin hiçbir şey demedi. Doğrusunu demem gerekirse onunla da bu konuyu henüz konuşmadım. Ama böyle olması gerekiyor. Çünkü...

Çocuğun beklentili bakışlarını seçince kelimelerini daha özenli seçti.

-İş yerim buraya mesafe olarak artık daha uzak. Ama merak etme, yine hep bir arada olacağımız bir evimiz olacak. Sevim ablan şimdiden bakmaya başladı bile.

-Burası gibi mi olacak ?

Manolya başta ne diyeceğini bilemedi ama kardeşini de yoktan yere ümitlendirip sonra da hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu.

-Pek burası gibi olacağını sanmıyorum ablacım. Ama ben zamanla o evi de bir bu kadar güzelleştireceğim. Siz de bana yardımcı olacaksınız tabii.

Ceren ablasını üzdüğünü düşünüp hemen boynuna atıldı.

-Tabii ederiz ablacım. Hem zaten bir arada olmamız daha önemli. Ben artık böyle ayrı olmak istemiyorum. Çilem ve Mine'yi çok özlüyorum.

-Ben de bir tanem. Ama inan bana çok az kaldı. Yeniden eskisi gibi bir arada olacağız ve bizi kimse ayıramayacak.

Usulca başını sallayan Ceren'e kocaman sarıldı ve onu saçlarından öpüp ayağa kalktı. Eve son kez göz atarken de bavuluna uzandı. Bir eliyle kardeşini, diğer elinle onu tutup kapıya yöneldi. İçinden Yalaz Yasin'den özür dilerken de kapıyı araladı ve az önce içinden geçirdiği adamı tam karşısında eli de havada bulunca önce şaşırdı, sonra da ufak çaplı bir şok geçirdi. Yalaz Yasin kendisini ve Ceren'i, ha bir de yanlarında duran bavulu tek kalkık kaşı ve sorgulayıcı bakışlarıyla incelerken Manolya ağır ağır yutkundu. Sonra da beklediği o soruyu duydu.

-Bir yere mi gidiyorsunuz hanımefendi ?

Manolya farkında olmadan yorgunca iç geçirdi ve karşındaki adama baktı aynı şekilde. Madem buraya kadar zahmet edip gelmişti, ona burada veda edecekti. En azından şimdilik...

Ceren yeniden içeri geçtiklerinde ablasının isteğiyle kaldığı odaya geçmişti. Verdiği telefonla oyun oynayacağı için iki yetişkin bireyin aksine durumu sorgulamıyordu. Çocuk olmak da zaten bu değil miydi... Manolya kolayca ikna olmasının bir benzerini şimdi de Yalaz Yasin'den bekleyecekti. Gerçi o kolayca kanmayacaktı buna ama mazeretlerini sunduğunda öyle olacağını biliyordu. Hulki beye evet, boyun eğmişti ama bu sefer kuralları Manolya koyacaktı. Buna da kandıracağı adamın evinden çıkarak start verecekti. Bu kadarını hak etmiyordu çünkü. Adam bundan hiç memnun olmasa da kararı ona bırakmıştı. Manolya daha sonrasında arayıp bunu diyecekti ama işte kader yine ona gülmemişti.

-Ben neler olduğunu hâlâ anlayabilmiş değilim. Nereye gidiyordunuz öyle ? Üstelik bavulla...

-Yalaz Yasin bey, aslında sizi daha sonrasında arayıp söyleyecektim ama madem buraya geldiniz ve de gördünüz artık mecburen burada anlatacağım.

Yalaz Yasin yüzündeki karışık ifadeyle ona bakarken Manolya sebeplerini sıraladı. En başa da kira konusunu koydu.

-Size söylemiştim. Ben böyle rahat edemem demiştim. İnsanların ne düşündüğü belki sizin için önemli değil ama benim için önemli. Saygınlığım için de öyle. Ben gerçeği biliyorum ama onlar maalesef öyle düşünmüyor. Apartmandaki insanların da birkaç konuşmasına şahit oldum. Bunlar benlik şeyler değil o yüzden. Yanlış anlamayın lütfen, bunlar için sizi suçlamıyorum ama ikimiz için de doğrusu bu gibi geliyor... Sizin de bunlara maruz kalmanızı istemiyorum.

Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)Where stories live. Discover now