Bölüm 1 - Aether

29 4 1
                                    

Yıldızlarasında seyahat eden bir gezgin olarak, bu uzun yolculuğumun sırası sonunda Teyvat'a gelmişti. Teyvat, yedi elementin kesiştiği bir dünya. Bundan çok uzun zaman önce hükümdarlar, ölümlülere benzersiz element yetenekleri bahşetti. Bu güç sayesinde insanlar bolluğun ve bereketin olduğu 7 farklı şehri oluşturdu...

İlk olarak uğrayacağım yer özgürlüğün şehri, Mondstadt olacaktı. Mondstadt'a ayak bastığım anda tıpkı benim gibi bir diğer gezgin olan sarışın bir çocukla karşılaştım, benimle aynı durumda olan birilerini bulmak içimi rahatlatmıştı. Onunla tanışmaya karar verdim.

yn: "Şey.. Selam!!"

Sarışın bomba: "Selam..? Tanışıyor muyuz?"

yn: "Hayır ama tanışmak isterim, sizde mi gezginsiniz?"

Aether: "Sayılır, kız kardeşimi arıyorum. Benimle ayni durumda olan birini bulmak güzel, bu arada, ben Aether."

yn: "Bende yn. Tanışmak güzel!!"

Bir süre yürüdük. Rüzgarın eşliğiyle Aether'ın saç tokası çözüldü. Tokayı yakalamış olsamda Aether'ın saçları çoktan çözülmüştü.

Acayip tatlıydı

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Acayip tatlıydı..

Aether: "Demek tokayı yakaladın, saçımı örmek ister misin?"

Başımı onaylarmışcasına salladım. Ellerimi Aether'ın saçlarında gezdirdim. Saçları yumuşacıktı ve rüzgar yüzünden karışmıştı. Elimle saçlarını taradım, sonrasında örmeye başladım. Etraf sessizdi, sadece ikimiz vardık. Aether bu sessizliği bozmaya karar verdi:

"Ellerin yumuşacık..."

Ben cevap veremeden Aether cümlesine devam etti:

"Tıpkı Lumine'inkiler gibi."

Lumine.. Bu bir kız ismiydi. Sebebini bilmediğim bir üzüntü hissettim. Sesimi çıkarmadan örmeye devam ettim ve işte bitmişti! Ellerimi Aether'ın saçlarından uzaklaştırdım. Ancak tepki vermedi, yüzüne baktım, ağlıyordu. Ne olduğunu sorarak onu zorlamak istemedim. Yine de onu sakinleştirmem gerekiyordu, ellerimle onu kavradım, o da bana sarıldı.

Aether: "İyi ki varsın yn... İyi ki yanımdasın..."

yn: "Her zaman yanında olacağım.."

Birbirimize sarılmaya devam ediyorken birden kızıl kurdeleli bir kız koşarak yanımıza geldi:

"Rüzgar Tanrısı sizi korusun, yabancılar. Ben Amber, Knights of Favonius'un öncülerindenim. Mondstadt sakinleri gibi görünmüyorsunuz... Kimsiniz?"

Aether: "Ben Aether ve bu da yn."

(Hikayeye Paimon'u da dahil etseydim acil durum yemeği olarak tanıtırdım :'D)

Amber: "Demek misafirlerimiz var! Sizi uğurlamaktan memnuniyet duyarım!"

yn: "Ah.. Çok teşekkür ederiz! Mondstadt insanının bu kadar misafirperver olduğunu bilmiyordum."

Amber: "Hehe.. Öyleyizdir, hadi gelin, sizi evime götüreyim."

Amber bizi evine götürdü ve bize özel bir oda ayarladı, mükemmel olmasa da kyk yurtlarından daha komforluydu...

Amber: "Size eğlenceler, beni bekleyen görevler var."

Olanlar... biraz hızlı gelişmişti. Aether'a baktım, bir şey söylemesini bekledim.

Aether: "İkimizde gezginiz, gel şehri gezelim, evde durmak bize uygun değil."

Elimi tuttu, koşarak dışarı çıktık. Dışarıda festival vardı. Ayrıca... bir o kadar da sıcaktı.. Biraz ilerleyince bir dondurma standı ile karşılaştık. Gözüm dönmüştü resmen, Aether'ı dondurma standına kadar sürükledim ancak elimi tuttu:

Aether: "Sana dondurma ısmarlamak isterdim, ancak ikimizde burada yeniyiz. Moran var mı?"

yn: "Ah... Tamamen aklımdan çıkmış..."

Dondurmacı: "Meraklanmayın, çiftlere ücretsiz!"

Duraksadım, bu teklif benim gibi beleşçiler için harikaydı ancak Aether'ı zor duruma sokmaktan korkuyordum, yüzüne baktım, gayet memnun görünüyordu. Bende ona eşlik ettim. Dondurmalarımızla beraber ilerliyorduk, festival o kadar güzel ve renkliydi ki, büyülenmiştim. Önüme bakmıyordum, yanlışlıkta bir adama çarptım, bununla kalsa belki bu kadar kızmazdı ancak dondurmam adamın giysisine bulaşmıştı.

yn: "Özür dilerim.."

"Önüne baksana be!"

Aether: "Özür diledi ya, daha ne istiyorsun?"

Aether elimi tutup oradan uzaklaşmaya kalkışmıştı ki, adam birden omzumu tuttu. Aether bunu gördüğü an adamın yüzüne yumruk attı.

Aether: "İri yarı adamsın, boyuna uygun birilerine sataşsana."

"Boyuna göre büyük konuşuyorsun ufaklık" adam elini kaldırdı, korktum, yardımcı olmak istedim ancak Aether uzak durmamı söyledi. Adam tam vuracakken Aether bir eliyle adamın elini tuttu, diğer eliyle tekrar yumrukladı.

"Üçüncüyü de yemeden uzaklaş bizden."

Adam bir şey demeden gitti, bizde Amber'ın evine doğru yürüdük. Suçlu hissettim:

yn: "Özür dilerim, benim yüzümden yaralanabilirdin..."

Aether: "Lafı mı olur, sana zarar gelse kendimi suçlardım. Hem bak, bir şeyciğim yok."

Elimi tuttu ve yürümeye devam ettik. Eve geldiğimizde Amber hâlâ ortalıkta yoktu, muhtemelen işi hâlâ bitmemişti. Odamıza geçtik, etraf yine sessizdi, bu kez sessizliği bozan kişi ben oldum:

yn: "Lumine kim..?"

Aether: "Ah.. O.. Sana bahsettiğim kız kardeşim var ya, o işte. Onu gerçekten özledim..."

İçim rahatlamıştı, kız kardeşi değil de başka bir kız olsaydı... yani... ne bileyim... bunu söylemek utanç verici ama kıskanırdım sanırım...

Aether: "Benim... Yarın sabah ilk iş Lumine'i aramaya devam etmem gerekiyor... Sanırım bu da yollarımızın ayrılacağı anlamına geliyor yn..." duraksadı, sonra sözlerine devam etti:

"Belki bir gün... tekrar karşılaşırız yn?"

yn: "Karşılaşacağız, Aether."

Sohbetimiz böyle uzayıp gitti, ikimizde uykuya dalmıştık. Yarın sabah uyandığımdaysa... Aether gitmiş olacaktı...

Diğer anemo boylarla da tanıştıktan sonra Aether ile tekrar karşılaşacaksınız ( > ω < )

Fazladan Aether !! ✮

Fazladan Aether !! ✮

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Hai finito le parti pubblicate.

⏰ Ultimo aggiornamento: Jan 23 ⏰

Aggiungi questa storia alla tua Biblioteca per ricevere una notifica quando verrà pubblicata la prossima parte!

6reeze x reader | anemo boys &lt;3Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora