1.8 barışma

10 0 0
                                    

R"GEÇİŞTİRME-"

"bana bağırma."

Bölüm sonu.

Ortama birden bir sessizlik çökmüştü. Miya bile bir şey diyememişti.

Adam denilen adam (:D) Reki'ye bakıyordu. Fazlasıyla gergindi herkes.

"Gidelim. Langa yarisacak." Miya'yi da kendimle sürüklediğimde Reki orada kalmıştı. Langa bizimle gelirken joe ve Chery de reki'nin yanındaydı.

Yazar'dan

Reki'nin sabahki tavrı Rini'yi oldukça üzmüştü. Evet. Tüm bunlar Rini'ye saçma gelse de böyle bir gerçek de vardı. Ancak Rini'nin savunma mekanizması o farkında olmadan çoktan devreye girmişti. Rekiye kötü davranıyordu. Sanki düşmanıymış gibi.

Reki başta yanından geçip giden kızın arkasından bakakalsa da sonra kafasını hızlıca adama döndürdü.

R"geçmişte... Veya şimdi... Her halükarda ondan uzak duracaksın! Tekrar ona zarar vermene izin vermeyeceğim!!! Duydun mu beni?!?" Reki masayı devirip Aiko'nun yanına gitmişti.

R"Rini!" Reki koşarak Rini'nin yanına gitmişti ama sabah dedikleri bir an bile aklından çıkmamıştı. Miya'nın dedikleri de öyle.

Rini'den

Rekinin sesini duyduğumda derin bir nefes almıştım. Ona döndüğümde bana doğru koşuyordu.

"Evet?" Reki önüme geldiğinde durmuştu.

R"sabah... Yüzüne kapattığım için ve... Yalan söylediğim için özür dilerim."

"Önemli değil. Zaten bir kaç gündür tanışıyoruz. Ben fazla abarttim. Beni ilgilendiren bir konu değil."

R"ama-" kulaklıklarımı taktığımda reki susmuştu. Daha doğrusu susmak zorunda kalmıştı. Önüme dönüp langa'yi izlemeye başlamıştım.

Geri sayım başlamıştı, sıra yarıştaydı.

Yarış da başladığında snow (langa) hızlı bir çıkış yapmıştı. Rakibi küçük piçlikler yapsa da yarış devam ediyordu.

Artık onlar sona yaklaşırken aralarındaki fark bir açılıp bir kapanıyordu. Bitiş çizgisini ilk geçen Langa olduğunda saatime bakmıştım. Saat 2.30'a geliyordu. Hepsi langa'nin yanına gitmek için hareketlenince ben de çıkışa ilerledim. langaya bir tebrik mesajı atıp S'ten çıkmıştım.

Etrafta az da olsa insanlar vardı. Kimisi sarhoş kimisi yiyisiyor bazıları da sadece boş boş yürüyordu. Bir markete girip bir kaç şişe içecek almıştım ve sahile gitmiştim.

Çok yorgunum.

Telefonumu çıkarttığımda bir saat geçtiğini fark etmiştim. Saati daha yeni algılamışken bir arama gelmişti. Telefonum sessizdeydi.

*Reki<3 ariyor *

Kabul et?

"Alo?"

R"RİNİ!"

"Ne?" Bir kaç ses ve sürtüşme sesi gelmişti telefondan ve ardından Miya'nin sesini duymuştum.

M"RİNİ! NERDESİN! 1 SAATTİR ARIYORUZ SENİ HİÇ BİRİMİZİN TELEFONUNU AÇMADIN!"

"Miya sakinleş. Oturuyorum bir yerde bir şeyim yok. Eve gideceğim az sonra. Gidin siz evlerinize."

R"seni nasıl orada tek başına bırakmamızı bekliyorsun..?"

"Tek başıma olduğumu söylemedim. Ve benim sorumluluğum da sana ait değil merak etme. İyi geceler Miyaaaa!" Hoparlörde olduğumu bilerek önce reki'yle konuşup sonra da Miya'ya seslenip kapatmıştım telefonu. Annemler şuan miya'da kaldığımı sanıyordu, o yüzden rahattım.

İçeceklerimi içiyordum. Yaklaşık 25 dakika sonra iskelede ayak sesleri duymuştum. Şaşırıp arkamı döndüğümde karanlıktan gozukmedigini fark ettim.

Oldukça korkutucu gelse de az sonra reki'nin sesini duymuştum.

R"korkmanıza gerek yok sadece oturacağı- rini?"

"Merhaba reki, sana da." Reki susmuştu.

R"ben..."

"Konuşman gerekmiyor. Sessiz ol yeter bana." Reki sadece kafasını sallamakla yetinmişti. Yüzünü bir kaç saniye incelediğimde kirpiklerinin parladığının farkındaydım. Yüzünde bir üzgünlük vardı. Belli oluyordu.

R"şarkı açabilir miyim?"

"Aç." Yavaşça kulaklıklarımı takmaya yeltendiğimde kulaklarıma gelen melodi ile donup kalmış, yutkunmuştum.

Sufjan Stevens - fourth of july

Sertçe yutkunduğumda kulaklıklarımı geri bırakıp vücudumu iskeleye yaslamıştım. İçimden şarkıyı söylüyordum ve melodiyi dinliyordum. Reki o kadar sessizdi ki nefes seslerini bile duymuyordum.

"Sesi açar mısın?" Sadece kafasıyla onaylayıp dediğimi yapmıştı.

Did you get enough love? My little dove? Why do you cry?

Gözlerim dolmaya başlarken neden dolduğunu bile anlayamıyordum.

R"Rini?"

"Evet?"

R"ağlıyor musun?"

"Evet."

R"..." Reki'ye dönüp gülümsediğimde endişeli ama aynı zamanda da çaresiz bir şekilde yüzümü izliyordu.

Yattığım yerde doğrulup Reki'ye baktım.

R"rini..." Reki'nin de gözlerinde yaşlar vardı.

Derin bir nefes alıp itiraf ettim.

"O kadar sert davrandığım için üzgünüm. Sadece... Sen birden kendini uzaklaştırınca... Ne yapacağımı şaşırdım. Düşünemedim."

Reki'nin hamlesi uzun sürmemişti. Birden uzanıp kendine çekmiş ve sarılmıştı. Daha çok ağlıyordu.

Gözyaşlarımın arasından gülümseyip saçlarını okşadım.

"Ölmüyorum reki sakin ol." Kıkırdarken o ağlamaya devam ediyordu. Ağlayan gözlerini boynuma saklarken yapabildiğim tek şey onun saçlarını okşamaktı. Burnumu çektiğimde reki'nin de ağlamaları yavaşlamıştı. Derin bir nefes alıp onu kendimden ayırdım.

"Hey. İyiyiz. Tamam mı? Barıştık." Reki kafasını sallayıp gözlerini silmişti."

Yan yana oturduğumuzda dizime yatmasına izin vermiştim. Ben de aldığım iceteayi içiyordum.

Bir kaç saatimizi de orada geçirdiğimizde Reki'nin telefonu çalmıştı.

Chinen arıyor....

Kabul et.

C"reki... Rini hala gelmedi. Korkuyoru-"

"Korkma kedicik."

C"rini!"

"Reki yanımda uyuyor."

C"eve ne zaman geleceksin? Annemler uyanır 1 saate."

"Tamam kalkarız şimdi."

C"nerdesiniz?"

"İskelede." Chinen kısa bir süre sessiz kalmış, sonrasında beni onaylayıp direkt telefonu kapatmıştı.

Bunlarda genetik falan mı bu?

Derin bir nefes verip reki'nin saçlarını okşamaya devam ettim. Çok tatlı uyuyordu. Bir fotoğrafını çektim.

Yaklaşık 15 dakika daha öyle durdugumuzda Reki'yi uyandırmak zorunda kalmıştım.

"Reki? Uyan hadi hava iyice soğudu. Eve gidelim. Olur mu?"

R"rini... Özür dilerim..."

"Sorun değil reki. Uyan hadi." Rekiyi dürttüğumde gözlerini açmıştı.

"Günaydın."

R"gunaydiinn rini..."

Bölüm sonu.

reki kyan x reader / Sk8 The İnfinity Where stories live. Discover now