13. BÖLÜM - YAS SİGARASI

Start from the beginning
                                    

Sabah uyanmıştık. Ben  yatağımda uyumuştum, Emir ise artık koltuk yerine onu misafir odasında ki yatakta yatırdığım için gece boyu uyanıp, bana kendi odasında "Ne rahat yatakmış burası ya" diye bağırıp durmuştu.

Sabah uyandığımızda,  Emir benden aldığı telefonunu günlerdir kullanmamasına rağmen hiç açmadan cebine koymuştu.  Söz verdiği gibi bugün ikimiz harici kimse olmayacaktı. Ben de telefonumu kapayıp cebime koymuştum.

Mutfakta beni sandalyeye zorla oturtturmuş kalkmamam için uyarılar savurup duruyordu. Neredeyse bir saat boyunca masayı yemekle doldurmakla uğraşmıştı. İkimiz günlerdir aç olduğumuzdan masanın bitmesi uzun sürmemişti.

Ha bir de, kendimi aç bıraktığım bana kızıp, nasihatlerde bulunmuştu. 

Ardından arabasını  alması gerektiği için t.g.i.f barın bulunduğu sokağa geri dönmek için evden ayrılmış ve anahtarını da kaybettiği için mecburen tamirhaneye uğramak zorunda kalmıştı.

Ben ise,  tüm gün onun yokluğunda evimi temizlemekle uğraştım.  İlk işim neden yerde kırık bir şekilde parçalanmış olan saksıyı sormamak için kendini yırtan Emir'i bu dertten kurtarmak olmuştu.

Ve güneş artık dağların arkasına saklandığında nihayet eve gelmişti. Üzerine temiz kıyafet giymişti gelirken kendi evine uğrayıp. Siyah bir tişört ve siyah pantolon.

Birbirimizi gördüğümüzde selamlaşma ve hal hatır sormaktan başka bir şey çıkmamıştı ağzımızdan. Hazırladığım akşam yemeğini yedikten sonra işte şimdi içinde bulunduğumuz Emir'in arabasına binmiş, sahil yolunu tutmuştuk.

Ben arka koltukta oturuyor ve yolu seyrediyordum. Emir de sessizce arabayı sürüyordu. Belki müzik açılsa ortam biraz daha yumuşayabilirdi.  Ama ikimiz o kadar gergindik ki kimse bu teklifi sunmadı.

Hava kararmıştı ama etraf şen şakraktı. Dinmeyen İstanbul trafiği ve yaz gecelerini şarkılar, arkadaşlarla beraber deviren insanlar...

Kaldırımda elinde balonlarla koşan çocuklar, pasparlak ışıklı yapılar arasında Emir ve ben belki şuan şehrin en ruhsuz ikilisi seçilebilirdik.

Akan sular ve geride bırakılan uzun yolun sonunda, sahile yetiştik. Ama Emir arabayı sürmeye devam etti.

-Sahilde duracağız sanıyordum.

Araba taşlı yollarda biraz aksamaya başlasa da   ilerlemeye devam etti.

- Gittiğimiz yer de sahil, tabii pek bilinmeyen bir tarafı.

-İnsan içinde oturmamız iyi olmaz mıydı?

"Karmen" diye şefkat dolu sesiyle adımı seslendikten sonra arabayı durdurdup el frenini çekti ve kontağı da söndürdü. Sonra bir elini yanında ki koltuğa uzatıp başını bana çevirdi.

-Karmen, seni insanlardan saklamak gibi bir niyetim yok. Geldiğimiz yer oradan daha güzel manzaraya sahip. İnelim mi? Kendi gözlerinle gör.

Başımı salladım, ona ikna olmuştum. Zaten Harvey öldüğünden bu yana beni yeniden insan arasına karıştırmak için kendini zorlayan da oydu.

İkimiz aynı anda arabanın kapısını açıp çıktık. Yaz ortasında olsak bile, sahilden tüyler ürpertici sivri soğuk esen yel bedenimi etkisi altına aldı.

KAN KADER (+18)Where stories live. Discover now