12. BÖLÜM - İHANETTEN GERİ KALAN

Start from the beginning
                                    

Başını yavaşça beni ayaklarımdan başlayarak karış karış süzerek üste kaldırıyordu. Bacaklarıma çıkmıştı, üzerimde hala paraşütüm duruyordu. Yer yer yırtıklar ve oradan gözüken kanlar vardı. Baldırıma bağladığım ceplerde duran bıçak ve şarjörü görünce, kaşları öyle bir çatıldı ki alnındaki çizgiler belirginleşti.

Baldırlarımdan sonra belime yetişmişti gözleri. Beyaz atletimin üzerinde ki kan lekelerini nasıl açıklayacaktım ona? Sanki daha fazlasını görmeye hazır değilmiş gibi bir süre oyalandı lekeli atletimde. Ama kendine yenilip iki koluma da baktı birden. Ellerim morarmış ve parçalanmıştı. Beyaz sargı bezi, yeniden kana bulanmıştı.

Emir, ne hissediyordu? Yüzünde ki duyguları birbirinden ayıklayamıyordum. Kollarım boyunca yaraları görüp geçirdikten sonra, boynumda duraksadı.

Artık yüzü tam karşıma yetişmişti ama gözleri bana bakamıyordu. İlk ana göre kızarıp yaşla dolmuştu. Ben ise onun aksine ağlamaya dair belirtiler göstermiyordum. Çünkü ben ağlasam, bana acırdı. Acıma istemiyordum, hak ettiğimi vermek zorundaydı.

Emir, tonlarca yük binmiş gözlerini boynumdan kurumuş dudağıma, kesik yanağıma çevirdi. Bak artık gözlerime Emir, karşında bulmayı umduğundan başka bir kadın olduğunu sen de çok iyi biliyorsun. O yüzden takılı kaldın ya yara izlerimde.

Sonunda...

Sonunda bakmıştı gözlerime.

Ve tam o an da yıkılmıştı. Yaşla dolan gözleri, taşıyordu. Dudakları titriyordu, hasta bedeninin bana isyan ettiğini duyuyordum. Zaten zar zor hayata tutunmuşlarken ben yaralarını deşmiştim.

Elleri havaya kalktı ilk başta sonra geri indi. Başka hiçbir yere bakamıyordu artık. Gözlerim ona binbir farklı masal anlatıyordu. Ona ihanet ettiğimi, anlatmıştım. Görmüştü, kahrolmuştu.

Sonra gözlerim yaralarımı anlattı, o da hisseti benimle canı yandı.

Şimdi, öldürdüğüm masumla kaybolan ruhumdaydı sıra. Ama o da bulamadı ruhumu.

Bakışıyorduk evet, ben yerimde put gibi durup hareketsiz kalırken ve onun ağlarken omuzları titrerken.

Gözlerin sırası bitti mi?

İyi, artık kılıçtan keskin dilimin konuşma sırası. Benden iyice nefret edip bağlarımızı kopartması için kulaklarının da duyması lazım. Ve ben tam başlayacakken konuşmaya, tam diyecekken " benden nefret etmeni anlıyorum çünkü sana ihanet ettiğimi biliyorsun" demek üzereyken, ilgiyle yüzüme doğru eğilip iki kolunu açtı ve dibime sokulup bana sımsıkı sarıldı.

Hassiktir... Ağlıyorum.

Dayanamadım, kanlı ellerimi ben de sardım ona ve onun kadar beceremesem de tüm gücümle sardım onu. Son kez olsa bile, en azından kendimi bir dakikalığına bile olsa yeniden huzurlu ve güvenli hissetmek istedim.

KAN KADER (+18)Where stories live. Discover now