-''Be Allahın kulu bir şey söyle!''

Nuriye, melankolik ruh halinin etkisinde bakışlarını ablasına çevirdi ve tek kelime etti:

-''Özledim!''

Düriye onun hala o eski olayda donup kaldığını hemen anlamıştı. Aslında onu kullanmanın tam sırasıydı ve hemen şeytan yanı devreye girdi:

-''Bana bak, istersen sevgiline kavuşabilirsin!''

Nuriye bir an duyduklarına inanmadı ve bir büyük parça daha attı ağzına ve homurdanarak konuşmaya çalıştı:

-''Yine beni kullanmak derdindesin.''

Nuriye aslında aptal bir kadın değildi, sadece bazı durumlara boşvermişti. Düriye masallarda kendini iyi gösteren bir cadı edası ile onun yatağına oturdu:

-''Hayır! Sadece artık ikimizin de onlar gibi mutlu olmasını istiyorum. Hem unutma artık ağabeyim bu evde yaşamıyor. Seninki buraya gelse nereden haberi olacak?!''

Nuriye duyduklarını aklında tartarken bir zaman durakladı, hatta yemeği bıraktı. Gözleri karşı duvarda kendi dışında kimsenin görmediği bir noktaya takıldı. Onu düşündü, kendine sarılan güçlü kollarını, dudaklarına en hoş tadı veren dudakları anımsadı. Kendisine hırsla sahip olan erkekliğini buldu anılarında. İşte o vakit gözleri parladı, vücuduna bir ateş yayıldı. Ürperdiğini ve onu ne denli arzuladığını hissetti. Lakin bu kez kendi de söz sahibi olmak istiyordu olayların gidişatında ve kararlı haliyle konuştu:

-''Bana bak sen de yarın bir gün ağabeyim gibi bana karışırsan bozuşuruz, ne yaparsak ağabeyime söylerim ona göre!''

Düriye onun yola gelmesinden memnun karşılık verdi ona:

-''Karışmam ama usulünce olacak her şey, dedikodu falan çekemem bu saatten sonra.''

Nuriye yaşadıklarından aldığı dersle ona hak verdi:

-''Elbette! Artık genç ve deneyimsiz değilim!''

Bu kısa lafların ardından bir süre sustular. İkisinin de içinde yeni bir keyif kıpırdamıştı birden. Uzun vakittir unuttukları bir neşe gelmişti sanki eve. Nuriye telaşla sordu ablasına:

-''Eeee ne yapacağız şimdi?''

Düriye:

-''Şu an bekleme aşamasındayız, ufak bir boşluklarını bekliyorum.''

-''Nasıl olacak o?'' diyen Nuriye ablasının gözcüsünden habersiz.

Düriye:

-''Bir adamım var, gece gündüz evi gözlüyor. Evdeki hizmetli kızlardan birini kafaladı. Salak kız onun kendine aşık olduğunu sanıyor. Anlayacağın adamım hem keyfini sürüyor hem de kızın anlattıklarından para kazanıyor. Lakin şimdiye kadar dişe dokunur bir bilgi gelmedi.'' dedi ve bu hale olan sıkkınlığı yeniden yüzüne yansıdı. Kardeşine tembihte bulunmayı da ihmal etmedi odadan çıkmadan evvel:

-''Ağzını sıkı tut. Sen, ben ve kahya kadın bilecek sadece ne yapacağımızı.''

Nuriye:

-''Tamam!'' derken birden vücudunun hareketlendiğini gördü. Yerinde bir hamlede kalkmış ve aynanın önüne gitmişti. Yüzünü gözünü, bedenini inceliyordu. Tabii hepsi aklındaki aşkı için. Düriye onun bu halinin farkında ama görmezden geldi ve kendi odasına geçti. Tek endişesi, kardeşinin aşk dediği o vıcık vıcık duygunun etkisinde bir boşboğazlık yapmasıydı. Şimdi bir de onu kontrolde tutması gerekiyordu. Bunların hepsi yorucu ve yıpratıcı şeylerdi ama gücü hepsine yeterdi ne de olsa! 

SARA (Tamamlandı)Where stories live. Discover now