3. BÖLÜM: KİMSENİN DUYAMADIĞI SESSİZLİK

6.8K 373 153
                                    

Selamlar! Nasılsınız güzellerim? Her neyse, başlayalım bakalım.

Şarkılar; Emre Aydın & Model - Bir Pazar Kahvaltısı, Selda Bağcan - Mağusa Limanı

Sizleri seviyorum. İyi okumalar <3

1. BÖLÜM: KİMSENİN DUYAMADIĞI SESSİZLİK

Zordu. Çok zordu ailesinden birini tecavüz sonucu kaybetmek. Bakışlarımı yerden kaldırıp Ateş'e çevirdim. Hâlâ elinde ki fotoğrafla, öylece yatıyordu yatağında. Her ne kadar ağlayışı dinsede, içinin kan ağladığını anlayabiliyordum.

Acılarını içinde yaşıyordu.

"Ben," bir şey söyleyecek olduysamda sustum. Dilim varmadı cümle kurmaya. Yutkunmalarım boğazımı ağrıtacak raddeye geldiğinde gözümdeki yaşları hızla silip gülümsedim. Elim moraran boynuma gidince gülümsemem yüzümde soldu. İki gün içerisinde iki kere tacize uğramak beni gerçekten intihar edecek noktaya getirmişti. Ama yaşıyordum işte. Ne için, kim için yaşadığımı bilmeden yaşıyordum.

"Üzgünüm." Diye mırıldandım zorlukla. Ardından hızla odasından çıkıp kendimi dışarıya attım. Buradan, bu evden gitmem gerekti. Ama nereye gidecektim? Öldürdüğüm adamın evine mi?

"Serçe?" Oğuz'un sesi kulaklarıma dolduğunda, bakışlarımı yüzüne çevirdim. "Sen, iyi misin?" Diye sordu telaşla.

Gülümsedim; "iyiyim. Neden ki?" Gözle görülür telaşlı ifadesi, yerine gülümsemeye bıraktığında bende gülümsedim. "Ben artık gitsem iyi olacak." Dedim nereye gideceğimi bilmeden.

"Anlatmayacak mısın?" O an kulaklarımın çınladığını hissettim. "Serçe," iki kolumdan da tutup yüz yüze gelmemizi sağladı. "Bak, bu durum geçiştirilecek bir durum değil. Birinin sana dokunduğundan bahsettin, kim sana dokunan kişi?" Tam dudaklarımı aralamış cevap verecektim ki, kapının çalmasıyla içime büyük bir korku nüksetmişti.

"Kim, kim geldi?" Bacaklarım, hatta tüm bedenim tir tir titriyordu. "P...polisler geldi değil mi?"

"Sakin ol, sakin ol. Sakın telaş yapma." Beni kolumdan tutup uyandığım odaya doğru sürükledi ve içeriye soktu. Ardından, duvarın dibine dayanmış dolabı itekleyerek duvarla aynı renkte ki kapıyı açtı. "İçeriye gir," dedi yumuşak bir sesle. "Serçe gir şuraya!"

"Astım..." cümlemin devamını getiremeden kolumdan tutup beni gizli bölmenin içine koydu. "Oğuz..." Dedim titreyen sesimle. Oğuz bana son kez bakıp kapıyı kapattı ve kapattığı kapının önüne az önce ki kitaplığı çekti. "Burası çok dar." Dışarıdan gelen sesleri az çok duyuyordum. Gerçekten polisler gelmişti ve benim ismimi soruyorlardı.

Ateşin İçindeki Serçe Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang