15. bölüm/YÜREK SANCISI

121 10 1
                                    

Bölüm başı;
Bölüme oy atmayı ve yorum atmayı unutmayın. Sizi çok seviyorum.

Bölüm şarkıları:
Öykü gürman-kül oldum.
Selda bağcan-yürüyorum dikenlerin üstüne.

🕯


"Nefes solundukça insanlık yitiriliyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Nefes solundukça insanlık yitiriliyor."

Sanrı sizlerle...

İnsan, doğar ve ölürdü. Bu kadardı her şey. Bir başlangıç ve bir bitiş. Ama yalnızca bitişler son noktayı koyardı o paragrafa.

Hayatım bir paragraftan ibaret olsaydı, son noktası abimin ölümü olurdu. Bu benim için bir bitişti. Nefes alamadığımı, öldüğümü hissetmiştim. Ne garipti ki, yaşayan ben gibi görünsem de ruhum abimin yanına kömülmüştü. Canımdan can gittiktten sonra ne sonda vardı yaşamamın? Ne önemi vardı nefes almamın? Her sabah uyanıp her akşam geri uyumanın? Sadece nefes almaktan ibaretti hayat. Sadece göğüs kafesinin birkaç inişi ve kalkışı.

Abi demek bir dal demekti. Ağaç dallardan oluşurdu. Dallar ağaca heybet verirdi. Abiler kardeşlerine güven verirdi. Abiler kardeşlerini asla yaralamazdı. Benim abim ölürken bile şanlı öldü. Benim abim ağacımın ta kendisiydi.

Ali  asaiyi olmak zorundaydı . Yine bir ölüm korkusu istemiyordum.
Hastalar, ameliyat, doktorlar, hemşireler, hasta yakınları... Hepsi ölüm korusuyla yaşardı. Biz de korkumuzun başımıza geldiği bir gündeydik.

Evet, abim ölmüştü ve bunun acısını artık ezbere bilmiyordum. Lakin aşık olduğum adama bir şey olduğunu ve bunun acısını hayal bile edemiyordum. Alparslan'ı kaydetmek demek, yaşamamak demek. Nefes alamamak demekti. Bu korkuyla yaşamaya hayat denir miydi?

Toprağın altına biri girerdi ama iki kişi ölürdü.

Kardelen'in omzuna dokundum. "Kardelen..." diye mırıldandım. "Çok üzgünüm." Kıpkırmızı gözleriyle bana baktı. Yüzümü inceledi. Dudaklarından küçük bir çığlık çıkardı ve ağlamaya başladı tekrar. Başını göğüsüme yasladı.

Kardelen, "Nasıl geçecek bu acı?!" Diye inledi. Ağlamaktan sesi titriyordu. "Ben bu acıyla nasıl yaşayacağım Leyla?"

Kolunu sıvazlayıp başından öptüm. "Bu acı hiç gitmeyecek, Kardelen." Diye fısıldadım. "Sadece zaman girecek araya. Bazen unutacaksın acını, bazen çok ağır basacak delireceksin resmen. Ama bu acı hiç dinmeyecek, Kardelen."

Ağlamaları durmazken arada konuşmaya çalışıyordu. "Ben onsuz yapamam..." dedi ağlayarak. "Ben onsuz hiçbir şey yapamam."

Ağlamaların ardından bir anda kendi kaybedince bağırdım. "Hemşire!"
Diğer hemşireler yanımıza gelip Kardelen'i dinlemesi için odaya aldı. Alparslan'ı ilk defa ağlarken görüyordum. Gerçek anlamda mahvolmuştu. Ellerini tutunca soğukluğu tenime işledi.

SANRI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin