12 "Özlem"

5.9K 689 250
                                    

Selamlarr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamlarr

Bölüm kisaligindan dolayı doğal olarak şikayet eden var ama benimde bir hayatımın olduğunu ve derslerime ağırlık vermem gereken bir öğrenci olduğumu unutmayın lütfen 💞 bölümler kısa olduğundan dolayı elimden geldiği kadar sık bölüm atmaya çalışıyorum. Gerçi zamanım olsa bile uzun bölüm yazmayı beceremeyen biriyimdir🙅🏻‍♀️

Bu arada meraktan soruyorum. Vitayi erkek sanan yok değil mi HJAGAJAHQKBAJVZ

Korece isimlerden dolayı cinsiyetleri belli olmuyor ama kesinlikle erkek olduğunu düşünenler olacak bu arada HAJHQLAHAJHA

Yorum sınırı:110+ Oy sınırı:90+

"Gitmesen?" Dalgın bir edayla kıyafetlerini katlarken, kendisiyle aynı şeyi yapan omegaya döndürdü irislerini. Sarı saçları alnına dağılmış ve dolgun dudaklarını büzerek arkadaşının kıyafetlerini bavuluna yerleştiren Jimin, ahşap yere oturmanın verdiği rahatsızlığı bile hissedemeyecek durumdaydı.

Çünkü en yakın arkadaşı Jungkook gidiyordu.

Sabah uyanmış ve bahçe işleriyle uğraşırken etraftaki saray çalışanlarından Bayan Eunmi'nin bulunduğunu öğrenmiş, Jungkook'un odasına koşturmuştu. Arkadaşının bu kadar önemli bir bilgiyi kendisine söylemediğinden dolayı oldukça sinirli olan sarı saçlı oğlan hızla kapıyı çalmış, ancak içeriden çıkan kızarık gözler ve kıyafet dolu bavul ile siniri bir ânda uçuvermişti.

Jimin, yıllardır babasıyla sarayda çalışmasına rağmen edindiği arkadaş sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar azdı. Çünkü bu denli büyük bir sarayda bulunan çalışanlara güvenmiyor ve arkadaş edindikleri insanları tanımadan da onlarla sıkı fıkı olmuyordu. Hatta Jungkook saraya gelmeden önce arkadaş edinmeyi bırakmıştı Jimin.

Ancak beklemediği bir ânda tanıştığı beyaz tenli oğlan ile tüm kuralları aklından çıkmıştı. Jungkook'un içi yüzüne yansıyordu. Öyle iyi ve saf biriydi ki, onunla konuşmamak elde değildi. Kendini onunla arkadaş olurken bulmuştu resmen, beyaz tenli oğlan kendisine çok içten ve olduğu gibi davrandığı için arkadaş olmaları uzun sürmemişti. Jungkook'u seviyordu ve uzun zaman sonra edindiği en iyi arkadaş listesinde onu en üstlerde tutuyordu.

Ancak şimdi gidiyor olması Jimin'i çok üzmüştü. Öyle ki mutlaka her sabah uyanıp büyük bir istekle bahçeyi kontrol eden kendisi, şuan bahçeye gitmek istemiyordu. Arkadaşı gidene kadar yanında olacak ve ona yardım edecekti. Ona sımsıkı sarılacak ve onunla veda edecekti. Çünkü biliyordu ki Jungkook'un yaşadığı köy, saraydan çok fazla uzaktaydı. İstese de buraya gelemezdi. Çünkü kral öyle her önüne geleni saraya almıyordu.

Jungkook, kızaran gözleriyle Jimin'i izlerken iç çekmişti. Açıkçası uyuduğu bu vakit içerisinde gözyaşları kendisinden izinsiz dökülüyordu. Ağlıyordu, ama neye ağladığını bilmiyordu. Jimin'den ayrılmasına mı, Seokjin'in gitmesine mi ağlıyordu? Neye karşın bu gözyaşlarının döküldüğünü bilmiyordu ve bu gerçek biraz daha ağlamasına yol açıyordu. Resmen kısır döngü içerisine girmişti.

ʟᴏss •ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin