1.Gölgede Saklanan

1.1K 15 4
                                    

Herkese merhaba.. Fantastik bir kurgu ile buradayım. Benim içinde başka bir deneyim olacak.  Kafamdaki olayları düşünürsek uzun bir kurgunun yolu bizi bekliyor. Birkaç bölüm hazır. Elimden geldiğince bekletmeden atacağım.
Kışı ve karı seven biri olarak evde kahvemle size bölümler yazacağım :)

Lütfen bana destek olmayı unutmayın. Yıldızımızı parlatıp bolca yorum bırakın. 

Kahvelerinizi alın.

Keyifli okumalar.

03.12.2023

1.GÖLGEDE SAKLANAN

Tüm kasabaya çöken sis, farlarımın ışığına vururken bana sanki büyülü bir yolda ilerliyormuşum gibi hissettiriyordu. Tek şeritli dar köy yolunda gece vakti yola çıkmanın mantığa sığan bir yanı elbette yoktu. Beni biri görse deli sanabilirdi. Haksızda sayılmazdı.

Evden çıkmadan Alin'e mesaj atmış ve Suşehri Köyü'ne gittiğimi haber vermiştim. Köy sakinlerinden sürekli müşterim olan Doğan Bey, hayvanlarına bir kurdun saldırdığını, birkaçının öldüğünü söylemiş, ağlayarak beni kalan hayvanlarına bakmam için çağırmıştı. Tek başıma yapabileceğim çok fazla şey olmasa da yaşlı adamın acı içindeki sesi beni etkilemişti. En azından gidersem elinden geleni yaptığını düşünecek ve bir nebze kendini rahatlatacaktı.

Saat neredeyse gece yarısına geliyordu. Yola çıkalı bir saat olmasına rağmen yoğun sis yüzünden çok yavaş ilerleyebiliyordum. Yol ıssızdı. Karşıdan gelen bir araba dahi görmemiştim. Radyo uykum gelmesin diye açıktı ancak cızırdamaktan başka bir halta yaramıyordu. İyilik yapayım derken bir belanın içine girmişim gibi hissediyordum.

Aslına bakarsanız ben köklerimin ait olduğu bu topraklara geri dönerken belasız yaşayamayacağımı biliyordum.

Telefonumun ninni gibi gelen zil sesi sıçramama sebep oldu. Arayan Alin'di. Radyonun sesini kapatırken  telefonuma uzanıp aramasını açtım ve hoparlöre verdim.

"İyi geceler aşk böceği. Romantik yemeğiniz bitti anlaşılan."

"Böyle tatlı konuşarak yiyeceğin azardan kurtulamazsın Neptün! Sen delirdin mi? Bu saatte bir köyde ne işin var senin? Mesajını geç görmenin acısını çekiyorum. Lütfen bana gitmediğini söyle."

Suçlu bir ifade ile sırıttım. Alin'in beni görmüyor olması sevindiriciydi. Sessiz kalmam ona istemediği cevabı vermişti. Derin bir nefes verdi. "Elbette gittin. Çünkü sen hep aklına koyduğunu yaparsın."

"Bir sorun yok Alin. Neredeyse gelmek üzereyim. İşimi yapıp döneceğim."

"Bak, burası vampirlerin yoğun yaşadığı bir kasaba ve sen son zamanlarda yaşanan olaylardan bir habersin."

Omuz silktim. Vampirlerin varlığı artık insanların reddettiği yada şaşırıp korktuğu bir durum olmaktan çıkmıştı. İnsan ırkı ve vampir ırkı arasındaki yıllardır süregelen savaş iki tarafı da fazlasıyla yıpratmış ve sonucunda liderler arasında barış antlaşması imzalanmıştı. Tarih kitaplarından okuduğum kadarıyla son yüz yıldır iki ırk barış içinde birbirlerinin hayatına müdahil olmadan yaşıyordu.

Vampirler için sentetik kan üretilmişti. Hayatlarına bu kandan içerek devam ediyor, hiçbir insana ya da hayvana zarar vermeden yaşıyorlardı. En azından yasalarla bunlar garanti altına alınmıştı. Aksini gerçekleştiren bir vampir en ağır şekilde kendi yargısında yargılanıyordu. Aynı şekilde bir insan vampir ırkından birine zarar verir yada onun yaşam alanına saygı duymazsa en ağır şekilde ceza alıyordu. Böylece bu ağır cezalar ile iki taraf arasındaki barış bozulmadan yürütülmeye çalışılıyordu.

MAYSARAWhere stories live. Discover now