FİNAL

30 4 54
                                    

Neden...

neden hep vurulduğum yer sırtım oluyordu..

üstelik bu vurgunlar hep güvenip , kandığım insanlar oluyordu. Ya ben vurgunları sayamıyordum ya da vurgunlar sonsuzdu. Çoğu zaman hayatın sarmaşığına dolaşırmış insanlar. Vurgunlar ne kadar öznelde olsa insanlar o sarmaşığın yarasıymış. O yaralarsa vurgunlarla dolaşır onlara ayak uydururmuş. Bu ayak uydurmalar kimi zaman acıyla , kimi zaman belirsizlikle ve kimi zaman ise gülümseyişlerle olurmuş...

uyandığımda yine ve yine sargılı bir sırtla uyanmıştım. Giray sağımda duruyordu. Asaf solumdaydı. Sol..

Gece beni solumdan vurmuştu. Neden yapmıştı? Neredeydi? Defneye mi çalışıyordu? Yoksa seçkine mi?

Kafamda bir sürü soru dönüyordu. Girayin üzerindeki gömlek kana bulanmıştı. Asafında öyleydi.

"Neredeyiz demeyeceğim alıştım." Dedim kıkırdayarak.
"Bence şuan nerede olduğunu değil kimin yanında olduğunu düşün " dedi Giray.
Odaya göz gezdirdim.
Kapının sağında babam vardı.

"Oo emre bey" dedim gülerek.
"Hayırdır?" Soruma karşılık sırıttı.
"Hayır, hayır " dedi. Bişey demesini bekler gibi bakıyordum.
"Torunlarıyla tanışmamış bir dede figürü için hayırlı bir iş için geldim" dedi.

" Sen benim babam olmadığının farkına varamadın mı?" Dedim.
"Ben sana babanım demedim İzgi." Büyük bir ciddiyetle konuşuyordu.
"Benim babam olmadığına göre çocuklarımın dedesi de olamazsın" dedim. "Senin çocukların mı?" Dedi gülerek.

"Evlatlık olan çocuklara nasıl şefkat göstereceksin?" Dedi.
"Niye 'baba' ben öz çocuğun olmama rağmen şefkat göstermeyen bir 'baba' için ağır cümleler " dedim sırıtarak.

Ayağa kalktı.
"Sen kimsin de benim babalığımı sorguluyorsun?" Dedi.
"Zamanında kardeşim bile yapmazken ablalığımı sorgulayan bir figüre yanıt veriyorum sadece " dedim.
"İYİ BİR ABLA MIYDIN " kükremişti.

"En azından ben senin gibi beni bilmem kaç kere boynuzlamış birine geri dönmedim emre bey" dedim sakince. Girayı görünce yerine oturdu.

"Noldu emre bey yemedi mi?" Dedim.
"Kardeşinin katilini buldum" dedi.

"NASIL NEREDE" dedim.
"Yok yok seçkin değil merak etme" dedi sırıtarak.
Kolumdaki serumu  söktüm. Üzerine yürüdüm.
" Lafı geveleme söyle" dedim.
Yaptığım sanki büyük bir saygısızlıkmış gibi bana baktı.

"Çok güvendiğin, kardeşimin gibi gördüğün, benle de seni alt etmek için iş birliği yapan, aynı zamanda aşık olduğun asafla da işbirliğinde olan biri" dedi. anlamamıştım. Dönüp adada baktım.
"Haberin var mıydı?" Dedim. Susmuştu.

"ASAF CEVAP VER" hâlâ susuyordu. Babama döndüm.
"En çokta kaç yıldır arkadaşın olana üzülüyorum. "  Dedi. Hiçbir şey anlamıyordum.

" LAFI GEVE-" tam bu sırada içeri sevinç nefes nefese girdi.
"DEMİR YOK " dedi. Neler oluyordu?

"Nasıl yok annecim" dedim.

"Oyun oynuyorduk gece teyzem geldi. Demiri iki adam arabaya zorla bindirdiler. Gece teyzem beni tutacakken Mete dayım geldi oda küfür edip gitti." Dedi.

"NE" dedim.
"Anne demir beni bırakın diyordu neden gece teyzem onlara engel olmadı" dedi.
Gözlerim dolmuştu.
Sedyeye çöktüğüm gibi Giray yanıma koştu.
Asaf sevinci kucağına aldı.

Son duyduğum şey sevincin çığlığıydı..

1 saat sonra..

Gözümü açtığımda Giray birkaç yeri arıyordu.
"Haber yok mu" dedim ayağa kalkmaya çalışarak.
Beni hemen geri uzandırdı.
"Yok" dedi gözlerini kaçırarak.

Kırık RuhlarWhere stories live. Discover now