29: Yeniden Doğ

1.8K 245 255
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

29: Yeniden Doğ

Her ölüm bir yeniden doğuş, her doğum yeni bir yok oluştur. Fani bir bedenin gücünün yetmediği şey, yok oluşa yol aldığı ilk soluktur. Var olmak, kalbi acıyla yoğuracağın o günlere attığın adımların, kayıpların, tutulmamış yasların, ihtirasların, ihanetlerin ve umutların sömürüleceği bir dünyada yaşamaya başlamaksa iplerin kopacağı o ana dek derin bir kabullenişe esir olmaktır. Gücünün yettiği yere kadar direnmek ve geri adım atmayı, hayatı yenemediğini kabul etmek, bu erdemi gösterdiğin an büyük bir sorgudan çekilmektir. Katlanılamaz, dramatik, hayal kırıklarıyla doludur, çoğu kez düşüşlerle son bulur.

Yaşıyordum ancak bunun adı artık yaşamak değildi. Nefes alıyordum ancak soluklarım bir mecburiyetten öte değildi. Paramparçaydım ancak kırgınlıklarım hayal kırıklıklarımdan büyük değildi. Her şeyden öte bedenim, kalbimi taşıyan, ruhumun içine sıkıştığı etten bir duvardı ve duygularım içine hapisti, bu var olmak değildi, olmamalıydı.

"Sana nasıl bir azap çektireceklerini mi düşünüyorsun? Düşünme, tahmin bile edemezsin."

İteklendim, omzumun üzerinden mızrağı ile baskı uygulayan Gözcü'nün sesi son derece agresifti. Yürümeye devam ederken nereye götürüldüğümden bir kez daha bihaberdim, bunu hesaplamayı bırakalı bir süre oluyordu. Görünene göre yeni yaşam tarzım göçebeye dönmüştü, suçlu ve ahlaksız görüldüğüm bir yerde yaşama tutunmayı deniyordum. Tutunmaya değecek bir şeyi kalmışsa diye...

Zey'e, Arvin'in kalabalıktaki bana inanan gözlerine, geride bıraktıklarıma, gökyüzüne, kuşlara, sonsuz denizi yeniden görebilme umuduna, göz kapaklarıma bir perde indiğinde kalbimi inciten her manzaraya tutunmak...

Omzumdan yeniden iteklendiğimde anlık bir öfkeyle koridoru inletecek bir haykırışta bulundum.

"Dokunma bana!"

Boğazımı acıtacak kadar yüksek çıkan sesimle birlikte çevremde bir çember oluşturmuş tüm Gözcüler bakışlarını bana çevirdi, içlerinden bir tanesi mızrakla beni itekleyene döndü.

"Kıza dikkat edin, emrini anlamadın mı? Zarar veremezsin."

"Geberip gitsin artık, her şey onun yüzünden!"

Gerideki ses diğerlerinden çok daha kindardı, onun kim olduğunu bilmiyordum ancak beni şuracıkta katledebileceğinin farkındaydım. Az evvel onu uyaran Gözcü ifadesiz bir suratla cümlesini tekrar etti.

"Fikrin sorulmadı, yetkin ve önemin yok. Emri uygula ve sus."

Adam öfkeli soluklar verse de kısık sesle yanındaki adama söylenmeye devam ediyordu.

"Her şey onun yüzünden oldu. Tüm huzurumuzu kaçırdı."

"Sus artık, bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Kızı teslim edip kurtulalım."

UNUTULMUŞ KUŞLAR GÖĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin