final

370 34 42
                                    

Tarih; 18.01.1920 Pazar


Romancı, sen güzel bir renksin.

Bu ne anlama geliyor, bilmiyorum. Ben zaten fazla şey bilmem; yarım yamalak okur, uzun, devrik cümleler yazarım o kadar. Pek fazla kişiye mektup yazmam mesela. Bazen kız kardeşim Necla'ya, bazen geldiğimi haber eden bir cümle görebilmek için mektuplarımı gözleyen anneme, ara sıra da sana yazarım romancı. En çok sana yazdığım mektuplara uğraşırım biliyor musun? Yazımı senin inci taneleri gibi sıralanmış harflerine benzetmeye çalışırım kimi zaman. Lakin ellerim, kalem tutmaya alışık olmadığından mıdır bilinmez, hemen yorulur, bir bosvermişlikle bırakır tüy kalemi.

Bu kalemi sen göndermiştin romancı, hatırlıyor musun? Bir deste boş parşömenin arasına gizlemiştin, yalnız mürekkebi unutmuştun. Günlerce, belki de haftalarca, didik didik mürekkep aramıştım köyün her yerinde, yalnız sana yazabilmek için. Şimdi gülerek anlatıyorum bunları lakin, o zaman içimi bir korku sarmıştı, ya o mürekkebi bulamasaydım, sana yazamasaydım, bana darılır mıydın? Kimi zaman, hâlâ bir şüphe tohumu yeşertirim içimde, ya yazdığım bir sözü, bir cümleyi yanlış anlarsan da bana darılırsan diye düşünürüm nedensizce. Bilirim, kuruntudan ibarettir bu. Fakat özenle seçerim her bir kelimemi bu sebepten.

Geçen akşam düşündüm; insan neden böylesi umutsuz bir çabaya girerdi, karşılığı yokken hem de? Yalnız gönlümde çırpınan kuş mu sana olan zaafımın sebebiyeti? Eğer öyleyse romancı, ben bu kuşu salıvermek isterim. Göğüs kafesimi parçalayan, böylesi büyük bir acı, başka türlü eriyip gitmez gibi hissederim. Belki gelseydin, o kuşu ellerinle alıp, beni bu dayanılmaz vaziyetten kurtarsaydın, bu acıyı paylaşırdık. Fakat şimdi biliyorum ki ben acıları alıp, sana güzellikleri veriyorum. Bunca acıdan, korkudan seni mahrum bırakıyorum.

Sen güzel bir renksin romancı; çünkü ben, güzelliğini solduracak her çirkinliği, benliğime hayat veren ellerinden alıyorum.

Sevgilerimle, Cemil.

Romancı °bxb°Where stories live. Discover now