LORİN

334 6 0
                                    

Keyifli okumalar!
Şarkı; Balmorhea- Remembrance

Keyifli okumalar!Şarkı; Balmorhea- Remembrance

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


BİLİNMEYEN KESİT;

Önce kendini sonra yanında olanları kaybedeceksin ve aslında kimsenin seninle olmadığını fark edeceksin. Sana karanlığı getirenler bir gün gününü aydırıp günaydın, dedi diye tebessüm edeceksin. Seni kırdıklarını unutmayacaksın ama hiç kırmama ihtimallerine tutunup, kendi kendine bir köşede affedeceksin onları. Çünkü hayat buydu. Acıya alıştırırken en çok kendisi acıtandı. Kanatırken en çok kendisi kanayandı. Güldürürken en çok kendisi ağlatan ve ağlattığı için de en çok kendisi güldürendi.

"Başını kaldır, dik dur ve emre itaat et." diye bağırdı korkudan omuzlarımı titreten kaba ses sertçe. Acı hissi her bir hücremi yakıp kavururken, yapabildiğim tek şey gözlerime, cam parları gibi batan göz yaşlarını geri gönderebilmekti.

İçimdeki kasvet ve buradaki insanların karanlığı beni, ölmek için Tanrı'ya yalvaracak kadar çok sınıyordu. Vurdukları her yer birkaç saniye sonra adeta cehennemden bir ateş parçası oraya düşmüşcesine yakıyor, derimi geriyor ve değdiği yeri saniyeler içinde parçalara ayırıyordu.

Artık bana denileni yapmak için bile çok yorgundum. Acının artık benimle olmasını değil, bir bencillik yapıp biriyle paylaşılmasını bekledim. Ama hayat bana, kanlı bir denizde yüzerken o kanların benim olmadığı için şükretmem gerektiğini öğretiyordu. Bir dalga bana vuruyor diğeri vurmadığı için gülümsemem gerektiğini haykırıyordu. Ben buna bencillik derdim başkaları yaşamak.

Çenem titrerken, "Ne kadar sürecek bu?" diye sordum. "Acıyor,"

Güldü karşımdaki kızıl kadın. "Acımaması için acıması gerek,"

"Acımasızlık bu. Acıyor," Gözlerinde merhamet aradım ama bir çift alaydan başka bir şey göremedim. "Ellerim."

"Sen acıyarak hayatta kalabileceğini mi düşünüyorsun?"

"Kanıyor... ellerim."

"Kanasın, hayatta kal."

"Hissedemiyorum,"

"Hissettiklerini unut."

"Acı,"

"Acıya alış."

Diz kapağımın üzerine, saymayı belki de günler önce bıraktığım sert bir tekme daha geçirildiğinde artık acısı bana bin misliyle fazla geldiği için koca tesisin içinde ne olacağını umursamadan dizlerimin üzerine çöktüm ve boğazım yırtılırcasına bir hoyrat kopardım. Çığlığım ekolar halinde Tesis'in içinde yayıldığında içimdeki his giderek daha da artıyordu. Artık diz kapağıma, karnıma, ellerimin üzerine değen siyah postalın üzerindeki toz tanesine kadar ezberlemiştim.

Buraya geldiğim sayılı günden beri gördüğüm tek renk olan kırmızıyı ilk, bir çiçekteyken sevmezdim, şimdi bir insanda sevmiyordum. Çünkü o, karşımda her gün kırmızı bir elbise giyiyor, benim derimden aşağıya doğru kırmızı iniyor ve kalbimi söküp parçalıyor, ellerine alıyordu.

LORİNWhere stories live. Discover now