O gece gökten üç yıldırım düştü yeryüzüne, bir tanesi günahkâra, bir tanesi günaha, bir tanesi de mazluma vurdu.
"Yak bir ateş, savur küllerini. Göz yaşını mı dökmek istersin serçenin, son gününde kırmak mı kanadını kelebeğin? Öldürdüğünün al kelles...
Keyifli okumalar! Şarkılar; Arctic Monkeys- 505 Labrinth- Mount Everest Elley Duhe- Mıddle of the night
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
ALACA LORİN 03.04.2023
Hikaye, bir gülle başladı, dikeniyle kanattı ve ölümü ile son buldu.
Ben cehennemde Şeytan'la köşe kapmaca oynuyordum. Bir damla suya mahkûmken yanarak, bir gölü başkalarına kaptırıyordum ama bir şeylerin değerini kalbime katmıyordum. Değeri oluyordu fakat benimle olmuyordu. Başkaları için bir şeylerin değeri onu başkalarının gözlerindeki değerini görünce belirleniyordu.
Kapıdan başlayıp ana caddeye kadar uzanan bir kuyruk vardı davet yerinde. Ünlü modacı Liyan Kolaşalı'nın yapacağı açık arttırmaya katılmak isteyen çok fazla insan vardı. Dünyanın öteki ucundan bile birçok insan bulunuyordu. Liyan başarılı bir modacıydı fakat başka modacılardan çaldığı evraklardan dolayı olduğu statüdeydi şimdi. Para, onun için her kapıyı açan bir anahtar gibiydi. Olduğu tek konum moda tasarımcısı değildi, aynı zamanda Fransa'da ki büyükelçiliğin önemli bir ajanı olarak da bulunuyordu. Yaptığı birçok yasadışı işi bu sayede daha kolay oluyordu. Başarıyordu fakat başarıları kendi başarısı olmuyordu.
Küllü sarı saçlarım esen rüzgâr ile birlikte göğüslerimin üzerinden sırt tarafıma doğru uçuşmuştu. İki büyük siyah arabanın arasına girdiğimde artık kimsenin beni göremeyeceği fakat benim onları kolaylıkla görebileceğim bir yerdeydim. Kısa süren bir zamanın ardından beklediğim beş adamın yüzünü seçtiğimde ise onlara burada olduğumla alakalı bir işaret vermedim. Beni kendilerinin bulmalarını bekledim.
Beni fark etmeleri onlar için uzun sürmemiş, kısa bir süre sonra bulunduğum yer dikkatlerini çekmişti. Yanıma vardıklarında hepsi saygıyla kısa bir baş selamı verdiler. Kafamı onlar gibi kısaca eğerek selamlarını aldığımda, "Bir sorun yok değil mi?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak. "Herhangi bir sıkıntı çıksın istemiyorum bu akşam."
Taner isimli adam bir adım öne çıktığında herkesin adına onun konuşucağını fark edip tüm dikkatimi ona verdim. Duruşu dik ve kendinden emin olmasına rağmen içindeki tedirginliği fark ediyordum. Kirli sakallarını ovuşturması ve kasılan çenesi de bunu bana düşündürten sebeplerden biriydi.
Kafasını iki yana salladı. "Merak etmeyin efendim. Her şey istediğiniz gibi ilerliyor."
"Güzel." dedim kısaca. "Liyan'dan haberiniz var mı?"
Liyan Kolaşalı'nın korumları ne kadar Liyan'a çalışıyormuş gibi görünselerde içeriden KP'ye bilgi sızdırıyor ve bu gece olacaklarla ilgileniyorlardı. Yanında çalıştıkları kadını bu kadar kolay gözden çıkarmaları beni dehşete uğratmıştı fakat benim aleyhime olan bir durumda konuşamamıştım.
"Evet, en son konuklarından biriyle konuşuyordu, Lorin Hanım."
