Yazarın Anlatımından
Çift, lüks ve hoş restorana girdiğinde havada güzel yemeklerin hafif kokuları vardı. Kapıda iken Yoongi elini Jimin'e doğru uzattı, tutması için. Kalbi hızlı hızlı atan Jimin havada duran eli sımsıkı tuttu ve içeriye adımlar atmaya başladılar.
İçeri girdiklerinde onları öncelikle bir garson karşıladı. Yoongi, içeriye doğru adımlarken Jimin restoranı inceliyordu. En fazla 4 kişilik olan masalar ve üzerinde bulunan kırmızı peçeteler ile pek şık bir ortam hazırlanmıştı.
Etrafta gözünü gezdirdiğinde dikkatini çeken şey, tavandan zeminde doğru yaklaşık 45-50m uzunluğunda olan avize oldu. Yoongi ile oraya doğru ilerlediler. Büyük ve gösterişli olan avizenin yanlarına koyulmuş 2 kişilik bir masa seçip oturdular.
Masada ikisininde gerginliğini belli eden bir sessizlik vardı. Minik konuşmalar geçiyordu aralarında.
"Günün nasıl geçti?"
"İyiydi. Senin?"
"Aynı rutin işler."
Jungkook'un gözünden
"Tamam, hepimiz burada mıyız? Namjoon, Taehyung, Han, Hyunjin, Hoseok ve Jin-"
"Mükemmel, yetenekli ve yakışıklı Jin."
"Of neyse işte buradasın ya. Hadi gidelim"
Hepimiz restorana girdik. Bizim Yoongi'yi ve Jimin'i görebileceğimiz ama onların istese bile göremeyecekleri... En azından burada olduğumuzu düşünmedikleri için görmeyeceklerini umduğumuz bir masaya oturduk.
Ben onları dikizlemeye çalışırken arkada saçma sapan muhabbetler dönüyordu.
"Allah aşkına Jin, insana pullu pullu ceket mi giydirilir? Etiket olursak yemin ederim seni paralarım."
"Neden matematik adam? Gayet yakışıyor sana."
"Kılık değiştirme adı altında neden bizi 10 yıllık sevgili gibi çift giydirmeni sorgulayabilir miyim peki?"
"Hayır. Sorgulayamazsın. Onlar bizi görse bile senin ve Kook'un sevgili olacağı aklına gelmez. Zeka olum bu zeka."
"Aslında ben Taehyung'la bu kıyafetleri giymeyi sevdim, tatlı duruyor. Ama susmanız gerek. İzlemeye çalışıyorum şunları."
Dikkatimi toplayıp onları izlemeye devam ederken Jimin'in yerinden kalktığını ve tuvalete girdiğini gördüm.
"1. Adım, tamam. Şimdi sırada 2. Adım var: Jimin'e kulaklığı verme."
Benden haberleri dinleyen diğerleri oldukça meraklı bir şekilde beni soru yağmuruna tutuyordu.
"Noldu, Jimin tuvalete girdi mi?"
"Şimdi gitti. Gidip ona kulaklığı vereceğim ve 3. Adıma geçeceğiz."
Yerimden kalkıp Yoongi'nin arkasından ve olabildiğince en kenardan giderek tuvalete girdim. Ben geldiğimde Jimin ellerini yıkıyordu.
"Hey, Jim. Burada da seni yalnız bırakacağımızı mı sandın?"
"LAN JUNGKOOKİE!?"
"Sessiz olsana piskopat. Al şunu. Gününüzün güzel geçmesini bununla sağlayacağım. Sadece beni dinle ve sorularıma cevap ver."
"Nereme sokayım ben bunu amına koyayım?"
"Kulaklık olduğuna göre götüne sokacaksın Park Jimin."
"Of tamam ver şunu."
Jimin kulaklığı aldı ve yaptığımız minik ses testinden sonra önce Jimin, daha sonra ben tuvaletten çıktık.
Bizimkilerin olduğu masaya geldim ve tabiki sorular havada uçuşuyordu.
"Seni görünce ne dedi?"
"Güzel fikir bulmuş muyuz?"
"Kesin seninle karşılaşınca şok oldu."
"Lan Namjoon matematik kitabı mı getirdin?!"
"Kulaklığı verdin dimi?"
"Evet verdim. Tamam boş yapmayalım."
Tekrardan onları izlemeye döndüm.
"Çaktırmamak için sessiz konuş, tamam mı? Bizi duyuyor musun Jim?"
"Duyuyorum Kook."
-----------------------------------------------------------------
Obaaa bolum atmayi unutmusumm
anyway, anyway geldim!👋🏻 simdik duz yazimi level atlattiriyorum!! bir dahaki bolumu bekleyin o yuzden🤌🏻ayrica musait oldukca devamli degil ama hikaye yazacagim kendi hesabimda var, 0ykqws_ . eger bu fici begenirseniz bir bakarsiniz oraya, yakin zamanda hikaye yazmaya baslarimm
YOU ARE READING
Wrong Alert! - Yoonmin
FanfictionÇakma converselerinin sesi yüzünden oldukça dikkat çeken Yoongi ve sınıfın başkanı olan Jimin'in arasında geçen çekim diğer öğrencilerden biraz farklıydı.
