"Eğer başka bir şey yoksa siz bana diğer şeyleri iletirsiniz. Adliyeye gitmem gerekiyor."

"Şimdilik başka bir şey yok savcım."

"O zaman ben adliyeye geçiyorum. Kolay gelsin." 

"Size de." Aramızda geçen kısa diyaloğun ardından arabama binerek adliyeye doğru sürmeye başlamıştım. Bu son 2 haftadır işlerim o kadar yoğunlaşmıştı ki hangi birine yetişeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Adliyede savcılardan birisi mesleği bırakmıştı ve onun yerine ataması yapılan savcı da gecikince dosyaların birçoğu biz diğer savcılara kalmıştı. 

Aslına bakılırsa çok büyük bir sorun değildi, çalışmayı seven bir yapım vardı fakat bu son dönemde dengemi altüst eden bazı şeyler durumu değiştiriyordu. 

İlki babamın sağlık durumuydu. Gün geçtikçe kötüleştiğini fark etmemek mümkün değildi. Her ne kadar beni işimden alıkoymamak için belli etmemeye çalışsalar da geçtiğimiz gün kız kardeşimin beni ağlayarak araması her şeyden emin olmamı sağlamıştı.

Aklımı karıştıran bir diğer şey de her ne kadar kendime dile getirmemeye çabalasam da İzgi'ydi. İlk karşılaşmamız sorgu odasında olduğundan pek hoş olduğu söylenemezdi fakat ikinci karşılaşmamızdaki şaşkınlığına ve gerginliğine rağmen koruduğu ciddiyeti ona karşı bir şeyler hissetmeme sebep olmuştu. ilk başlarda bu hissin hayranlık olduğunu düşünsem de onunla vakit geçirdikçe bunu hayranlıktan çok sevgi olduğunu fark etmem kaçınılmaz olmuştu. Sanırım kendine has ve eğlenceli kişiliğiyle beraber güçlü bir kadın oluşu ondan etkilenmemi sağlamıştı. 

Hislerimden emin olmak için kendime elbette ki zaman tanımıştım fakat hiçbir şeyin azalmadığını aksine arttığını fark etmem en sonunda onunla konuşmak istememe sebep olmuştu. Bu durumu ondan gizlemeye hiç de niyetim yoktu. Sonuç olarak liseli ergenler değildik ve bu durumu ona anlattığımda o da kendi fikrini belirtecekti ve bu durum ya her ne kadar olmasını istemediğim bir şey olsa da kapanacaktı. 

Diğer türlü... Diğer türlü ne olacağını sanırım deneyimleyip görmek gerekiyordu. İzgi ve muhtemelen timdekiler göreve gideli 2 gün olmuştu ve benim şu an yapabileceğim tek şey sağ salim gelmelerini dilemekti. Görevden döndüğümde ilk iş sendeyim dediği aklıma geldiğinde yüzümde gizleyemediğim bir tebessüm ile yoluma devam etmiştim.

Arabamı adliyenin otoparkına park ettikten sonra hızlı adımlarla odamın bulunduğu kata çıktım. 

Yaklaşık yarım saat sonra olacak olan duruşmanın dosyalarına göz atmam iyi olacaktı...

**

İzgi'nin Anlatımıyla:(1,5 Yıl Önce)

Fazla düşünmek, insanı bir yerden sonra delirten bir eylemdi. Fakat bazen insanın fazla düşünmek için o kadar çok sebebi olurdu ki; bu düşüncelerin arasında boğulmamak için düşünürdü insan. 

Şu an düşüneyim, sonra geçer derdik. Ama bilmezdik ki geçmezdi. Bu düşünceler bir anda büyük bir kara delik olur ve sizi yutardı.

Her gece, sabahı göremeyeceğim endişesiyle uyumak belki de şu hayattaki en kötü şeylerden birisiydi. Bir asker olarak ölmek, şehit olmak beni bu kadar korkutmuyordu mesela. Çevremdeki insanların aklında öldükten sonra bile kötü bir insan olarak kalmak... 

Düşüncesi bile korkunçtu.

Günün ağarmaya başladığının farkındalığı ile yorgunluktan açılmayan gözlerimi ovuşturarak yattığım yatakta oturur pozisyona geldim.  Bugün büyük gündü.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 01, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GİRİFTWhere stories live. Discover now